27 Ekim 2014 Pazartesi

"Zayıflamaya ve sağlığını geri almaya karar vermek lazım."


Lerna Baytar Demirci tam psikolojisi çöktüğü bir anda bir senedir başının etini yiyen arkadaşı Karin'in tavsiyesini dinledi. Dört ayda dünyası, yeme alışkanlıkları ve psikolojisi değişti. Meşhur neşesi yerine geldi. Kendine güveni sonsuz bu güzel ve genç hanımı bunca mutlu eden olaylar zinciri bakalım nasıl gelişti:
Zayıflamaya ve sağlığını geri almaya karar vermek lazım. Sen  nasıl karar verdin Lerna? Kolay bir karar mıydı?
Doğumlardan dolayı çok kilo alıp bir türlü verememiştim. Hep vermek istiyordum. Kararlıydım, çeşitli diyetisyenlere gidiyor her Pazartesi rejime başlıyor hafta sonuna ulaşamadan bırakıyordum. Sinirli oluyordum. Her bıraktığım rejim listesiyle moralim biraz daha bozuluyor asla kurtulamıyacağımı düşünüyordum.

Mora Terapi ile zayıflamayı denemek nereden aklına geldi?
Sevgili Karin Arslanyan Abrahamoğlu Özel Uzmanlar Tıp & Estetik Merkezinde halkla ilişkiler ve muhasebedeydi. Tam bir sene çırpınmamı görerek bana Mora Terapi'yi denememi söylüyordu. Aslında bir yerde başımın etini yedi. Buraya geldiğimde artık psikolojim bütünüyle çökmüştü. İnancımı yitirmiştim. Ha bir eksik rejim anısı, ha bir fazla Karin'i kırmayıp geldim.


İlk Mora Terapi ile tanıştığında inandın mı?
Buraya geldiğimde tedirgindim. Bir Perşembe günüydü, diyetlerime hep Pazartesi başlardım ve bırakırdım. Bu sefer Perşembe olması da bir enerji verdi bana.  Mora Terapist Servet Çetin ile tanıştım. Konu hakkında muhteşem bir brifing dinledim. Tedirginliğim geçti ve kilo verdikçe kendime güvenim arttı.

Karşımda gözlerinin içi gülen son derece alımlı incecik bir genç hanım duruyor peki kaç kilo verdiniz, ne kadar zamanda ve kaç ay oldu?
Ben listemi harfi harfine takip ettim. Tedavimin sonucunda 22 kilo verdim. Mucize gibi değil mi? Tam iki uzun senedir kilo almadım çünkü zararlı yiyecekleri yeme ihtiyacı hissetmiyorum. Onlar Mora Terapi ile hayatımdan çıkıp gittiler.

Daha önce ki gibi sinirli oldunuz mu kaç senelik kilolarınızı verirken?
Hiç zorlanmadım, hiç sinirlenmedim, moralim bozulmadı. Hiç olmadığım kadar pozitiftim. Öğünlerimi atlamadan yedim. Hiç bir şeyi canım istemedi. Mora Terapi bir mucize.

Eşiniz ve dostlarınız nasıl karşıladı bu başarınızı?
Eşim ben mutlu olduğum için çok mutlu oldu. İşin ilginci bu mucizeye ancak Mora Terapiye getirdiğim arkadaşlarım inanıyor. Bu mucizeye 10-15 kadar arkadaşımı ortak ettim. Onları da Özel Uzmanlar Tıp ve Estetik Merkezi'ne getirip Mora Terapistim Servet Çetin hanıma teslim ettim. Özellikle bana hiç inanmayan bir arkadaşım vardı. Onu da getirdim şimdi kendisine inanmayanlara kızıyor. Beni sonuna kadar anlamış oldu.
  Lerna Baytar Demirci ve eşi
Obezite günümüzün en büyük sorunu ne söylemek istersiniz?
Bence Devlet Mora Terapi için obezite hastalarına destek vermeli. Yapılmayıp bir kenara fırlatılan bir birinin aynı rejim listelerini yazan diyetisyenler bu konuda pek yeterli olamıyor. Ben an be an yaşadım ve gördüm. Bu mucizeyi yaşadığım için çok şanslıyım. Teşekkürler Karin, teşekkürler Servet Çetin, teşekkürler Özel Uzmanlar. İyi ki hayatımda varsınız.
Mora Terapist Servet Çetin, Lerna Baytar Demirci, Hürriyet Turnalı
Servet Çetin Mora Terapi ile ilgili bilgi veriyor
http://hport.com.tr/saglik/lerna-baytar-demircinin-inanilmaz-mucizesi-lernanin-mucizesine-katilmak-ister-misiniz

22 Ekim 2014 Çarşamba

Sigaranın Bozduğu Tat: Kahve

FRANSA’da biliminsanları 451 kişi üzerinde yaptıkları bir araştırma sonucunda sigarayı bırakanların tuzlu, tatlı ve ekşi tatları hiç sigara içmemiş insanlar kadar iyi alabildiklerini ancak kahvenin tadını asla olması gerektiği gibi hissedemediklerini keşfetti.

Paris’teki Pitie-Salpetriere Hastanesi çalışanları üzerinde gerçekleştirilen ve Chemosensory Perception adlı akademik dergide yayınlanan araştırma sonucunda uzun süre sigara içtikten sonra bırakmış deneklerden 5’te 1’inin kahvenin tadını algılamakta zorlandığı ancak hiç sigara içmemiş kişilerde bu oranın yüzde 13’te kaldığı gözlemlendi.Uzmanlara göre, sigara içenlerin vücudunda oluşan tütün birikimi tat alma hücrelerinin kendini yenilemesini engelliyor. Bu kişiler sigarayı bıraksalar dahi bazı tatları asla yoğun hissedemiyor.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Düzenli Uyku Kilo Vermenizi Kolaylaştırır

Kilo vermek isteyenler ilk olarak düzenli olarak spor yapmayı ve sağlıklı az kalori alarak beslenmeyi göz önüne alarak bir zayıflama planı oluşturmakta, uyku düzeni ise genel olarak çok da ciddiye alınmamaktadır. Nasıl ki sporsuz diyet yaptığınızda kas kaybedersiniz, uykunuzu düzenli uyumadığınızda da aldığınız besin artar ve kilo vermeniz yavaşlar. Sağlıklı yaşamak için düzenli beslenme, düzenli spor ve düzenli uyku şart.

Düzensiz Uykunun Olumsuz Etkileri Nelerdir?
Kilo vermeniz uyku düzeninizin olmaması durumunda salgılanan bazı hormonlar tarafından durdurulabilir. Leptin hormonu beyne doyduğunu bildiren hormondur. Leptin hormonu geceleri daha az salgılandığından yediğiniz zaman beyne gönderilen sinyaller gecikir.
Gece uykularını erteleyip geç saatler de uyuyanlar dolayısıyla geç uyanacakları için daha fazla yemek yeme ihtiyacı duyarlar. Gece uyumayan kişiler genellikle abur cubur yemeye yönelirler. Yatmaya yakın yenilen yüksek kalorili besinler vücutta yağ olarak depolanır ve yakılması oldukça güçtür. Bu yağları yakmak için olduğundan daha fazla enerji harcamanız gerekebilir.

Uykusuzluk Problemi İçin Ne Yenmelidir?
Kafein içeren içeceklerden uzak durmalısınız. Kahve, çay, çikolata ve enerji içeceği gibi içecekler tüketmek uykusuzluk sorununu ortaya çıkarmaktadır.
Aşağıdaki listelenen yiyeceklerden tüketmek uyku sorununuz var ise size yardımcı olabilir. Her gün düzenli şekilde tüketerek vücudunuzu uyku düzenine alıştırabilirsiniz.
Ilık süt
Yoğurt
Kefir
Muz
Elma
Kayısı
Bal

Düzenli Uyku İle Kilo Vermek İçin Neler Yapılmalıdır?
Gece uyumadan en az 2 3 saat önce yemek yemeyi bırakmalısınız.
Akşam yemeklerinde mümkün olduğunca hafif yemekler tercih edilmelidir. Ağır yağlı yemekler yerine çorba, salata ve sebze yemekleri tercih edilmelidir.
Akşam yemekten sonra çay, kahve gibi içecekler içilmemelidir.
Erken saatte uyuyup erken saatte uyanmaya özen göstermelisiniz. Erken uyanırsanız metabolizmanız daha hızlı çalışmaya başlar ve kilo vermek de daha da kolaylaşır.
Yaptığınız sporlar gece daha iyi bir uyku uyumanıza yardımcı olmaktadır. Yatmadan hemen önce spor yapmamaya özen göstermelisiniz. Sabah sporu yaparak metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.
http://www.zayiflamaiksiri.com/2014/10/uykunun-kilo-verme-uzerindeki-etkileri.html?showComment=1413078026276

13 Ekim 2014 Pazartesi

Fazla Kilo Kemik Erimesini Artırabilir!

Vücutta pek çok sistemi olumsuz etkileyen obezite, kemiklerde de önemli hasarlara neden olabiliyor. Aşırı kilolu insanların kemiklerinde yağ hücreleri oluşuyor ve bu durum kemikleri daha kırılgan hale getiriyor. Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Arda Çınar, obezite ve kemik sağlığı ilişkisi hakkında bilgi verdi.
Şişman insanlarda kemik kırığı riski artıyor
Obezite ve osteoporoz (kemik erimesi) günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite, genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının istenilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Osteoporoz ise kemik kütlesinde azalma ve kemik dokunun mikro-mimarisinde bozulma sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riskinin artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır. Birkaç sene öncesine kadar obezitenin kemik mineral yoğunluğu üzerinde olumlu bir etki oluşturduğu kabul edilse de, yapılan son araştırmalarla bunun doğru olmadığı görülmektedir.
Kemiklerin içine yağ gizleniyor
Obezitenin iskelet yapısı üzerindeki olumsuz etkisi kemik oluşumundan sorumlu olan kemik iliği hücrelerinin yerini yağ hücreleri geçmesi ve kemiğin gücünü kaybetmesi olarak özetlenebilir. Aşırı kilolu ve osteoporozu olan kişilerde kemik iliği yağ oranı normalin çok üzerinde çıkması bu durumla açıklanmaktadır. Bu durum kalça kemiği ve omurga kemiklerinde yapılan radyolojik taramalarda kemik yoğunluk değerlerinin düşmesi ile sonuçlanmaktadır.  Bu da kemikte güç kaybına,  kırık oluşma riskinin artmasına yol açmaktadır.
Kadınlarda daha fazla görülüyor
Menopozdan sonra görülebilen postmenopozal kemik erimesinde, obezitenin kemik mineral yoğunluğuna etkisi araştırılmaktadır. Ancak günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarda aşırı kilolu kişilerde yüksek oranda yaşa göre kemik yoğunluğu azalması olduğu görülmektedir. Ayrıca hareketsiz yaşam şekli bulunan kadınlarda kemik mineral yoğunluğu kayıpları için risk taşımaktadır. Özellikle aşırı kilolu olanlarda fiziksel aktivenin azlığı kemikler üzerinde büyüme hormon düzeyinde azalışa neden olarak kemik mineral yoğunluğunun devamını engellemektedir. Bununla birlikte obezite, oluşan yeni kemiklerin dokusunda daha fazla yağ hücrelerinin bulunmasına ve daha kırılgan bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu şaşırtıcı sonuç için çesitli mekanizmalar suçlanmaktaysa da sonuç olarak kemiğin osteoklastik ( kemiği eriten) aktivitenin artışı  oluşan yağ dokusunun kemik iliğinde daha fazla yer aldığı hipotezini ortaya koymuştur.
Tedavi için öncelikle obezite kontrol altına alınmalıdır
Dünya Sağlık Örgütü tarafından osteoporoz için altın standart olarak kabul edilen yöntem DEXA (kemik ölçümü) ve kırık varlığı/yokluğunun birlikte değerlendirilmesidir. DEXA ile kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçülür. Bu sayede osteoporozun tanısal kriterleri sağlanır. Obezite tanısı, kabaca vücut kitle indeksi denilen ve kişinin kilosu ile boyunun ölçümü ile yapılan değerlendirme sonrası konulmaktadır. Tedavide öncelikle obezitenin kontrolü gerekmektedir.  Sonrasında da kemik ölçümü değerleri tedavi sınırının altında ise ilaç tedavisi uygulanır.  40 yaş üzeri sırt kaslarını değerlendirme ve sırt kaslarını güçlendirici egzersizler, dik duruş egzersizleri ve bel kemiği ile ilgili destek kullanımı yararlı olabilmektedir.
http://www.sagliktayenilikler.com/fazla-kilolar-kemik-erimesine-neden/

10 Ekim 2014 Cuma

Alerjik Hastalıkların Tedavisinde Geç Kalınmamalı

Alerjik hastalıkların,  çocuklarda görülme sıklığı her geçen gün artıyor. Araştırmalar her 6 çocuktan birinde astım, her 10 çocuktan birinde alerjik nezle ve her 20 çocuktan birinde egzama olduğunu gösteriyor. 9 Aralık Dünya Alerji Günü’n de Liv Hospital Çocuk Alerji ve Astım Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Akçay, alerjik hastalıkların teşhisinde en önemli tanı metodunun cilt alerji testi olduğuna dikkat çekiyor. Doç. Dr.Akçay “Ancak sadece cilt alerji testi yeterli değildir. Alerji testiyle birlikte çocuğun şikayeti ve muayene bulgularını değerlendirerek karar vermek gerekir. Teşhis ve tedavide geç kalmamak çok önemli”diyor.  Doç. Dr. Ahmet Akçay, Dünya Alerji Günü’nde ebevenylere A’dan Z’ye alerjiyi anlattı…

Başlıca alerjik hastalıklar ve belirtileri nelerdir?
Astım (alerjik bronşit), hışıltılı çocuk, alerjik nezle, egzama, besin alerjisi, ürtiker (kurdeşen), ilaç alerjisi ve arı alerjisidir. Sık sık öksürük, nefes sıkışması ve hırıltı şikayeti oluyorsa astım olabileceği; peş peşe hapşırma, nezle, burun kaşınması ve burun tıkanması gibi belirtiler oluyorsa alerjik nezle olabileceği, bebeklikte başlayan yüzde kızarıklık, yaş büyüdükçe boyun altlarında ve eklem yerlerinde kaşıntı oluyorsa egzama olabileceği akla gelmelidir. Bu belirtiler çocuğunuzda varsa mutlaka çocuk alerji uzmanı ile temasa geçmelisiniz.

Çocuk alerji uzmanı alerjik hastalıklara bütün olarak ilgilenir
Çocuk alerji uzmanları doğumdan 18 yaşına kadar olan bebek, çocuk ve ergenlerde görülen astım, alerjik nezle, hırıltılı çocuk, egzama, ürtiker gibi cilt alerjileri, göz alerjisi, gıda alerjisi, ilaç alerjisi, böcek alerjisi, meslek alerjileri, alerjik şok ve heriditer anjioödem gibi alerjik sorunların teşhis, tedavi ve izlemleri ile ilgilenen uzmanlardır. Alerjik hastalıklar genelde birlikte olmaya eğilimlidir. Genelde astımla birlikte alerjik nezle de vardır. Egzamalı çocuklarda genelde gıda alerjisi sıktır. Astım ve alerjik nezle gelişme olasılığı yüksektir. Çocuk alerji uzmanları alerjik hastalıklarla bir bütün olarak ilgilenen uzmanlardır.

Çocuk Alerjisi ve Astım Bölümü’nde ki uygulamalar nedir?
Cilt alerji testi yama testi, solunum fonksiyon testleri, çocuk alerji uzmanı tarafından yapılmaktadır.Kandan alerji testi, ter testi, astım izlem (nefeste nitrik oksid seviyesi) testi yapılabilmektedir. Ayrıca tüm radyolojik ve nükleer tıp çalışmaları gerektiğinde uygulanmaktadır.
http://www.sagliktayenilikler.com/alerjik-hastaliklarin-tedavisinde-gec-kalmayin/