26 Nisan 2019 Cuma

Sağlık Endüstrisinde Gelişmeler Bölüm I - Yapay Zekâ ve Sağlık -

İnsanların aklını kurcalayan teknolojilerden yapay zekâ, teknoloji ve bilimi bir araya getiren konulardan biri. Pek çok insan tarafından merakla gelişimi takip edilen yapay zekâ olgusu, uzun yıllardır gelişimini etkili bir şekilde sürdürüyor. Yapay zekâ aslında, herhangi bir organizmadan faydalanmaksızın, tamamen yapay araçlar ile oluşturulan insan gibi davranışlar ve hareketler sergileyen makinelerin ve yazılımların geliştirildiği teknolojinin genel adı. Çağımızda Endüstri 4.0, İleri Analitik gibi yeni dallar tüm endüstrilerde söz sahibi olmaya başlamışken, yapay zêka teknolojisini de bu dallar arasında rahatlıkla gösterebiliriz. Bahsettiğimiz bu dev endüstrilerin en büyüklerinden biri de sağlık endüstrisi olsa gerek. İşte tam da bu noktada yapay zêka sağlık endüstrisiyle tanışıyor ve kaynaşıyor, bu tanışmadan ortaya tüm canlılar için faydalı gelişmeler doğmaya başlıyor.

Tıpta yapay zekâ kullanımı bir efsane veya mit olmaktan çıktı. Artık her alanda doktorların en büyük yardımcısı, algoritmalar, makine öğrenimi sistemleri ve becerikli robotlar… Yapay zekâ hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlıkta da devrim yaratıyor. Dünya genelindeki sağlık hizmetleri de bu değişimden önemli derecede etkileniyor. Makine öğrenimi ve yapay zekâ, doktorları, hastaneleri ve sağlıkla bağlantılı tüm diğer alanları etkiliyor.



PwC adlı şirketin Hangi doktor? Yapay zekâ ve robotbilim yeni sağlık sektörünü neden şekillendirecek?” başlıklı araştırmasında tüketicilerin sağlık sektöründe yapay zekâ ve robotlara ne kadar hazır olduğunu inceliyor. Araştırmaya göre bu bulgular ön plana çıkıyor:

– Yapay zekâ ve robot kullanma isteği giderek artıyor, bu artışta temel etken sağlık hizmetlerinden daha kolay faydalanma.

– Teşhis ve tedavinin hızı ve doğruluğu da yapay zekâ ve robotbilime olan istekliliği artıran önemli bir faktör.
– Daha fazla kullanım ve kabullenme için teknolojiye güven kritik önem taşıyor; ancak ‘insan ilişkileri’ sağlık sektörü deneyiminin kilit bileşeni olmaya devam ediyor.
Peki, yapay zekâ hastanelerde nasıl değişimler yaratacak, sağlığımıza en önemli katkıları neler olacak?

1. Hastalıkların Teşhisi
Makine öğrenimi -özellikle de derin öğrenme– algoritmaları hastalıkların otomatik teşhisi konusunda son dönemde büyük ilerleme kaydetmiş, teşhis sürecini daha ucuz, kolay ve erişilebilir hale getirmiş durumda.
2. Yapay Zekâ Destekli Ameliyatlar
Yapay zekânın insan hayatlarını kurtaracağı bir yer de acil servisler olacak. Zamana karşı bir yarışın yaşandığı acil servislerde, örneğin trafik kazası geçiren bir insana doğru teşhis konabilmesi ve etkin bir tedavi uygulanabilmesi için onlarca görüntünün, hastanın tıbbi geçmişinin ve daha birçok unsurun incelenmesi gerekiyor. Yapay zekâ ve derin öğrenme algoritmaları bu verileri insanlardan çok daha hızlı şekilde derleyerek ve analiz ederek doktorlara yol gösterebilir.
3. İlaç Geliştirme
Yapay zekâ ilaç geliştirme sürecinin dört temel aşamasında da başarıyla kullanılıyor: Müdahale edilecek hedeflerin belirlenmesi, olası ilaç adaylarının belirlenmesi, klinik deneylerin hızlandırılması ve hastalığın teşhisine yönelik biyo-işaretlerin bulunması.

4. Kişiye Özel Tedavi


Farklı hastalar ilaçlara ve tedavilere farklı tepkiler verir. Dolayısıyla, kişiye özel tedavi hastaların yaşam süresinin uzatılması açısından kritik önemdedir. Ancak hangi tedavi yönteminin seçilmesi gerektiğini belirlemekte kullanılan etkenleri tespit etmek kolay değildir.

Elbette bu sistemlerin temel hedefi doktorların işlerini kolaylaştırmak ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak. Amaç basitleştirmek, düzenlemek ve bu yolla hizmet kalitesini artırmak olmalıdır. İlave tıklamalar, kapsamlı eğitimler, yanıp sönen ışıklarla doktorların dikkatini dağıtacak sistemler işleri kolaylaştırmak bir yana güçleştirebilir. Ne dersiniz, sonunda yararlı robotları görmeye başlıyoruz öyle değil mi? :)









12 Nisan 2019 Cuma

Egzersiz ve Nefes: “Doğru Zamanda, Doğru Şekilde!”

Yüzeysel bir tanımla nefes, vücudun ana ihtiyaçlarından biri olan oksijeni sağlamak için havanın akciğerlere alınıp verilmesidir. Teknik açıdan değerlendirirsek de yaşamamızın sürdürülebilir olmasını sağlayan ve su ile birlikte en önemli kaynak olan oksijenin, vücudumuzdaki kullanış yöntemi olarak da adlandırabiliriz. 

Akciğerlerimize dolan havanın sadece beşte biri oksijenden oluşuyor ve bu oksijenin sadece %4’ünü yararlı bir şekilde kullanabiliyoruz. Tam da bu noktada vücut mevcut oksijeni kullanarak enerji üretiyor ve karbondioksit bileşeni ortaya çıkıyor. Bu bileşeni de en temel tanımla suyun da yardımıyla nefes vererek dışarı atıyoruz.
Peki hâlihazırda yaşamamızı devam ettirmemize yarayan tüm bu işlemler ve süreçler, konu egzersiz ve spor olunca bize ne gibi faydalar sağlıyor?            
  
Doğru nefes almak, kas oluşumunun sağlıklı biçimlenmesi ve kasların esnetme potansiyeline sahip olması açısından büyük önem taşıyor. Fark ettiyseniz sadece “nefes almak” değil, tüm yayımlarda da bu söz öbeği “doğru nefes almak” şeklinde geçiyor. Hatta bu anlatımı “doğru zamanda doğru biçimde nefes almak” olarak da güncelleyebiliriz.
Doğru zamanı açıklayacak olursak, örneğin ağırlık kaldırırken yani kendimizi zorlarken nefes vermeli, ağırlığı indirirken ise nefes almalısınız. Egzersiz esnasında kaslara yeterli oksijen gitmezse kaslar ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için fermantasyona başvurur ve bu da kasların yorulmasına neden olur. Kasların yorulması kaçınılmazdır ama doğru nefes alma ile bu durumu biraz erteleyebilirsiniz.

Spor esnasındaki en büyük hatalardan biri de nefes tutmak.  Sıkça yapılan bu hata kanın kalbe geri dönüşünü engelleyerek baş dönmesi ve yüksek tansiyona neden olur. Bu sebeple doğru biçimde nefes almak da doğru zamanla aynı ölçüde önemli. Doğru nefes alma derin, uzun ve sessiz bir biçimde olmalı; kısa kısa hızlı bir şekilde nefes alınmamalıdır. Çünkü bu şekilde nefes almak karbondioksit zehirlenmesine bile yol açabilir. Aynı zamanda antrenman esnasında nefes nefese de kalınmaması gerekir; nefes nefese kalmak ciğerlerinizin henüz o kapasitede olmadığının bir işareti. Örneğin, koşarken de 3 adımda bir nefes alınıp 5 adımda bir de nefes vermelisiniz. Bu sayılara ulaşabilmek için dinlenme zamanlarınızda ve normal rutinlerinizde de nefes egzersizleri yapabilirsiniz.

Unutmayın, egzersiz yaparken yanlış bir şekilde nefes alıp vermek etkisi değişecek olumsuzluklara yol açabilir. Doğru nefes almak sadece spor veya egzersiz yapıldığı anda değil, günlük hayatımızda da karşımıza keyifsizlik, bitkinlik ve hatta hastalık şeklinde çıkabilir.

Hemen bu bilgileri uygulayarak sporu hayatınıza daha nitelikli bir şekilde katmaya ne dersiniz? Bizce tam zamanı!