22 Ekim 2019 Salı


GÜNÜMÜZDE KİLO ALMAK NEDEN DAHA KOLAY?

Yapılan bir araştırmaya göre günümüzde kilo vermek 1980’lere oranla daha zor. Peki neden böyle?

2016 yılında yapılan araştırmaya göre günümüzde insanlar daha az yedikleri ve daha fazla egzersiz yaptıkları halde obeziteden korunmaları 1980’li yıllara göre daha zor. Kanada York Üniversitesi Hastanesinde 36.377 yetişkin üzerinde yapılan araştırmaya göre 1971-1988 yılları arasında yaşayan insanlara kıyasla günümüz insanı aynı miktar yeme ve aynı miktar egzersize rağmen yaklaşık %10 oranında daha kilolu.

Bu çalışmada kişilerin o yıllara göre neden daha kilolu olabilecekleri açıklanmamasına rağmen kimi yaşam stili ve çevre değişiklikleri önerilmiş. Özellikle not edilen günümüzde pestisitler, gıda katkıları, paketlemelerde kullanılan kimyasallar gibi çevresel kimyasallara daha fazla maruz kaldığımız, bunun da vücudumuzun hormonal mekanizmasını etkileyerek kilo alımına neden olabileceğinden bahsedilmiş.   2018’de yapılan başka bir araştırma ise perflorinli maddelerin -yağ ve su geçirmez bileşikler- kişilerde kilo alımını arttırdığına dair.  Bu kimyasallar özellikle gıda paketlerinin, su geçirmez kıyafetlerin, cezve ve tavaların, mobilya kumaşlarının ve halıların üretimlerinde kullanılmaktadır. Ve ne yazık ki bu kimyasallara pek çok kişinin kanında da rastlanmaktadır. Bu kimyasalları kanında taşıyan kişiler normal aktivitelerinde normalin çok daha altında kalori harcayabilmektedirler. Dolayısıyla kilo almak daha kolay.Bunun dışındaki diğer ihtimal de reçete edilen ilaçlardaki artış. Özellikle de antidepresan ilaçlarının kullanımındaki artış. Özellikle 6 ayı geçen sürelerde antidepresan ilaç kullanan insanların  %25’inde kilo alımı görüldüğü doğrudur.


Aynı şekilde 1980’lere göre bağırsak mikrobiyatamızda da değişimler olabileceği düşünülmelidir. O yıllara göre daha fazla kırmızı et tüketimi olduğu, hayvanların günümüzde o yıllara oranla daha fazla hormonlu, antibiyotikli ve kimyasallı yemlerle beslendiği de doğrudur. Dolayısıyla hayvanların vücuduna giren antibiyotikleri, hormonları ve kimyasalları biz direkt sürekli alıyoruz.

Kinesioloji Profesörü Jennifer L. Kuk’un bir araştırmasına göre de günümüzde gıda ve içeceklerde bolca kullanılan tatlandırıcılar da bunun sebeplerinden biri olabilir.

Diğer olası açıklama da günümüzde insanlar 1980’lere göre yüksek stres seviyelerinde yaşıyor olmalarına rağmen daha az uyuyorlar. Ayrıca ısı kontrollü yerlerde yaşadığımız için de vücudumuz ısı ihtiyacını karşılamak üzere eskisi kadar kalori yakmıyor.

Sonuç olarak günümüz hayatının koşulları hem kilomuz hem de sağlığımız açısından 1980’lere kıyasla çok daha zorlu. Sağlıklı kilomuzda kalmak ve hatta sağlığımızı korumak geçmiş yıllara göre daha çok dikkat ve özen gerektiriyor. Ne kadar doğal besinlerle beslenirsek, uyku ve egzersiz düzenine ne kadar uyarsak o kadar uzun vadede rahat ederiz.







Sağlık dolu, mutluluk dolu günler diliyoruz.

Bunun dışındaki diğer ihtimal de reçete edilen ilaçlardaki artış. Özellikle de antidepresan ilaçlarının kullanımındaki artış. Özellikle 6 ayı geçen sürelerde antidepresan ilaç kullanan insanların  %25’inde kilo alımı görüldüğü doğrudur.

Aynı şekilde 1980’lere göre bağırsak mikrobiyatamızda da değişimler olabileceği düşünülmelidir. O yıllara göre daha fazla kırmızı et tüketimi olduğu, hayvanların günümüzde o yıllara oranla daha fazla hormonlu, antibiyotikli ve kimyasallı yemlerle beslendiği de doğrudur. Dolayısıyla hayvanların vücuduna giren antibiyotikleri, hormonları ve kimyasalları biz direkt sürekli alıyoruz.

Kinesioloji Profesörü Jennifer L. Kuk’un bir araştırmasına göre de günümüzde gıda ve içeceklerde bolca kullanılan tatlandırıcılar da bunun sebeplerinden biri olabilir.

Diğer olası açıklama da günümüzde insanlar 1980’lere göre yüksek stres seviyelerinde yaşıyor olmalarına rağmen daha az uyuyorlar. Ayrıca ısı kontrollü yerlerde yaşadığımız için de vücudumuz ısı ihtiyacını karşılamak üzere eskisi kadar kalori yakmıyor.

Sonuç olarak günümüz hayatının koşulları hem kilomuz hem de sağlığımız açısından 1980’lere kıyasla çok daha zorlu. Sağlıklı kilomuzda kalmak ve hatta sağlığımızı korumak geçmiş yıllara göre daha çok dikkat ve özen gerektiriyor. Ne kadar doğal besinlerle beslenirsek, uyku ve egzersiz düzenine ne kadar uyarsak o kadar uzun vadede rahat ederiz.

Sağlık dolu, mutluluk dolu günler diliyoruz.


7 Ekim 2019 Pazartesi

ZİHNİ YAVAŞLATMA YOLLARI


Nefes Alın

Tabi ki günlük hayatta sürekli nefes alıyoruz. Ancak bu sefer daha bilinçli bir şekilde derin ve odaklanılarak alınan nefeslerden bahsediyoruz. Elinizi karnınızın üzerine koyun ve derin ve yavaş en az 10 ve hatta 15 burun nefesi alın. Her nefes alışınızda karnınızın yukarı kalktığını, verişte de içe çekildiğini hissedin.

Akvaryumdaki balıkları izleyin

Akvaryumdaki balıkların yüzüşlerini ve diğer su canlılarını izlemek kan basıncını düşürüyor ve insanları daha sakin ve mutlu yapıyor.

Egzersiz Yapmayı ihmal etmeyin

Tempolu yarım saatlik bir yürüyüş veya 5-10 dakikalık bir aerobik egzersizi zihninizi yavaşlatmanıza kesinlikle yardımcı olacaktır. Endorfin salgılanacak ve kendinizi daha iyi hissetmenize neden olacaktır. Hatta benim kendi deneyimlerim kulaklıkla sevdiğiniz tempolu bir müzikte yürümenin tüm zihin aktivitelerini yavaşlatıp, çok mutlu ettiği yönünde.

Müzik Dinleyin

Müzik, kendinizi müziğe vererek dinlerseniz tam anlamıyla beyninizdeki aktiviteleri rahatlatıp, yavaşlatacaktır. Arka plan fonu olarak değil, tam anlamıyla kendinizi müziğe vererek dinleyin.






Yardım Edin


Birine yardım etmek çok ilginç bir biçimde beynin belli bölümlerini aydınlatıp keyif ve bağlantı duygularını harekete geçiriyor. Birisine karşılık beslemeksizin sadece iyilik yapmak üzerine yapılan yardımlar yardım eden kişinin stresini azaltmakla kalmıyor kendini yalnız hissetmemesini de sağlıyor. Yapılan araştırmalar yardım etmenin kalp sağlığını olumlu yönde etkilediğini ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söylüyor.

Doğada zaman geçirin

Doğada olmak kişilerin daha rahat ve tazelenmiş hissetmeleri kadar düşüncelerinde de netliğe ulaştırıyor. Beyin yeşil ortamda daha çok çalışmak zorunda hissetmiyor. Ayrıca doğada olmak kalp atış hızınızı, kan basıncınızı, stres hormonların salınımını ve hatta kaslardaki gerginliği de azaltabiliyor.

Kas Esnetme Egzersizleri yapın

Zihininizi yavaşlatmanın bir yolu da zihin beden bağlantısını sağlamaktan geçiyor. Zihninizi bedeninize yönlendirip sırayla özellikle vücudunuzun gergin hissettiğiniz her bölümünü (sırt, bacaklar, boyun, yüz kasları, ağız gibi)an az 10 saniye kadar esnetip bırakın. Bunu bilinçli ve odaklı bir biçimde gergin hissettiğiniz her bölüm için uygulayın. Tüm vücut bölümleriniz bittiğinde nasıl kendinizi daha iyi hissettiğinizi farkedeceksiniz. Bu egzersiz ayrıca uykuya çabuk dalmanızı da sağladığı gibi baş ve karın ağrısı problemlerine bile iyi gelebilir.

Ev Hayvanı edinin

Evcil hayvanlarla vakit geçirildiğinde stres hormonları seviyelerinde azalma görülüyor. Bir başka neden de vücudun güven ve bağlılıkla ilgili konularında rol oynayan oksitoksin hormonu da salgılıyor olması. Bol bol evcil hayvanlarla vakit geçirmeye özen gösterin.

Hayal Kurun, görsel rahatlama egzersizi yapın

Zihninizi yavaşlatmanın bir diğer yolu da sevdiğiniz, sizi mutlu eden veya huzur veren bir yeri, görüntüyü zihninize getirip bir süre ona odaklanmaktır. Burada önemli olan zihninizdeki resme olabildiğince detaylı bir şekilde odaklanmanız. Ortamın kokusu, sudaki kabarcıklar, ortamdaki sesler vs. tüm detayları canlandırın, hissedin.  5 Dakika bu şekilde bir odaklanma bile sizi yavaşlatıp, rahatlatacaktır.

Hatha Yoga Yapın

Kimi zorlayıcı pozlar ve kontrollü nefesin karışımından oluşan hatya yoga, başkalarını yargılamak yerine farkındalığınızı şimdide olmaya çekecektir. Düzenli hatha yoga yapmanın kaygıyı ve stresi azalttığına dair kanıtlar var. Ayrıca gücünüzü ve esnekliğinizi arttıran bir egzersizdir.  Sosyalleşmek için de güzel bir ortam.

Yaratıcı Olun
Boyama kitapları (özellikle mandala benzeri), örgü örme, seramik yapma gibi etkinlikler zihin yoğunluğunun azalmasına kesinlikle olumlu katkılar sağlayacaktır. İçsel çocuğunuzla ilgilenin, oyun oynayın diyorlar. Yani bu tür faaliyetler yaparken sürecin tadını çıkarın ve endişelerden ziyade keyif ve neşeye odaklanın.

İşiniz başınızdan aşkın olduğunda bir “Mola” verin

Zihniniz çok çalışmaya başladığında ve bunu durduramadığınızı düşündüğünüz an hemen odağınızı değiştirin. Odağınızı tamamen başka bir konuya geçirin. Bir arkadaşınızı arayıp, onunla ilgili konuları sohbet edin mesela, ayağa kalkıp odalar arası gezinin, hava almak için kısa bir süreliğine olsa da açık havaya çıkın, kesinlikle ayağa kalkıp vücudunuzu hareket ettirmeyi, enerjiyi vücudun diğer alanlarına kaydırmayı da unutmayın. Bunu kendinizi şarj etmek olarak düşünün. Daha merkezli ve net olacaksınız. Sonra yeniden çalışmaya ve kafanızı meşgul eden şey hakkında yeniden düşünmeye başlayabilirsiniz. Ama her 90 dakikada bir mola vermeyi unutmayın.

Bahçecilikle veya Toprakla Uğraşın

Toprağın içindeki mikroorganizmalar ruh halinizi yükselterek odaklanmanıza yardımcı oluyorlar. Toprakla ilgilenenler ve toprağa değenler daha az depresif, endişeli ve kendilerini bulundukları topluluğa daha bağlı hissediyorlar. Kesinlikle toprak ile ilgili bir merakınız varsa bunun için özel zaman ayırmayı ihmal etmeyin.

Biyorezonans Tedavilerini Deneyin

Mora Terapi’nin Renk ve Bach Çiçekleri Terapileri kişini tüm vücut frekanslarının genel temizliğini yaptığından ve özellikle duygu durumlara yönelik tedaviler olduğundan rahatlatıcı, sakinleştirici ve sedatif bir etkiye sahiptir. Düzenli tedavilerle bir süre sonra hormonal salınımlarız dengelenir, huzurlu ve sakin bir duygu durumuna kavuşursunuz. 

Mutlu, sağlıklı günler dileklerimizle,