30 Mayıs 2021 Pazar

Daha Sağlıklı Bir Hayat İçin Mora Kilo Terapileri






Fazla kilo kadın, erkek, yaşlı, genç her insanın hayatının bir dönemini meşgul eden veya sürekli olarak uğraştığı bir sorun. Ne yazık ki bu sorunla baş etmekte kolay değil. Fazla kiloyu verememenin sebeplerinden bahsedecek olursak ilk başta kişinin iradesi gelmektedir. Bununla birlikte bireyin metabolizma hızı ve yiyeceklere karşı bağımlılığı da kilo vermenin önünde büyük engellerdir. Bazı tüketilen gıdalar kişilerde bu gıdalara karşı bağımlılık yaratmaktadır. Bu bağımlılıkları bırakmak ve kilo kontrolünü tek başına  sağlamakta oldukça güç bir durumdur. Günümüzde yağ, şeker gibi içeriği oldukça yüksek ve hazır gıdaların daha kolay ulaşılabilir olması bu tarz besinlerin tercih edilebilirliğini arttırmaktadır. Bununla birlikte günümüzde teknolojinin gelişmesi ve ilerlemesiyle hareket alanlarımız gittikçe azalmaktadır. Hareketsizlikte tıpkı kalorisi yüksek gıdalar gibi fazla kiloya sebep olan etmenlerden biridir . Eğer yakabileceğimizden daha fazla gıda alırsak fazla kilolar vücudumuzda yağ olarak birikir ve kilo sorunumuz oluşmaya başlar. Fazla kilo öncelikle obeziteye sonrasında da çeşitli hastalıklara, sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Şeker, tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, eklem rahatsızlıkları bu sağlık sorunlarından birkaçıdır. Fazla kilo sebebiyle görüntünüzden de memnun olmayabilir ve psikolojik olarakta bundan etkilenebilirsiniz. Kısaca fazla kilo hem sağlık açısından hem de psikolojik açıdan ciddi sorunlar teşkil etmektedir. 


Fazla kiloya sahip insanların bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için normal kilodaki insanlara göre hastalıklara yakalanma riskleri daha yüksektir. Şeker, tansiyon ve kalp rahatsızlıkları genellikle normal kilodaki kişilere oranla fazla kiloya sahip kişilerde daha fazla görülmektedir. Uyku apnesi ve horlamaya da sebep olan fazla kilo, uyku ve yaşam kalitenizi düşürmektedir.  Normal kilonuzun çok daha üstündeyseniz uykunuz ağırlaşır ve hareket sınırınız azalır. Ancak kilo vermeye başladığınızda vücuttaki ağırlık ve yağ oranı azalmaya başlar, hayat kaliteniz artar, kendinizi zinde ve dinamik hissedersiniz.  Vücutta azalan yağ miktarıyla birlikte kalbe giden oksijen miktarı da artar ve solunum sıkıntılarında azalma görülür. 

Eğer fazla kilo problemi yaşıyor ve tek başınıza kilo vermekte zorlanıyorsanız, kendinizi bu konuda uzman olan Mora Terapi'ye emanet edebilirsiniz. Kilo verme tedavisinde kalıcı başarılar elde eden tamamlayıcı tıp yöntemi Mora Terapi herhangi bir yan etkiye yol açmaz. Mora terapi kilo terapisi, vücudunuzdaki doku ve sistemler arasındaki iletişimin elektro manyetik frekanslar yardımıyla gerçekleştirdiğinden yola çıkıyor. Mora Terapi ailesi olarak kısa sürede yapılan diyetleri ve mucize sonuçlar vermesi beklenen detoks kürlerini son derece sağlıksız buluyoruz ve kesinlikle desteklemiyoruz. Mora Terapi ailesinin en önemli amaçlarından biri, kişinin sağlıklı bir şekilde kilo vererek ideal kilosuna ulaşmasını sağlamaktır. Mora Terapi ile yapılan kilo terapilerinde, iyileştirmeye her zaman ilk olarak bağırsaklardan başlanır. Kilo verme seanslarında, bağırsak terapisinin yanında bağırsak sağlığını bozacak ya da kişinin bağımlı olduğunu düşündüğü yüksek kalori içeren gıdalar tüplere yerleştirilir. Tüplerden alınan frekanslarla, bağımlılık terapilerinde de kullandığımız gibi vücuttan silme işlemi gerçekleştirilerek bu besinlere karşı isteksizlik oluşturulur. Bu yaptığımız işlemlerle kişi diyet yapıyorum psikolojisine girmeden rahatlıkla kilo vermeye başladığını görür ve bu durumda mental açıdan hiçbir sorun yaşamaz. Terapilerin dışında danışanlarımıza sağlıklı gıdalardan oluşan yemekleri yemeleri konusunda destek verip düzen kurmalarına, bu şekilde de sağlıklı beslenmeyi bir alışkanlık, yaşam tarzı haline getirmelerine yardımcı oluruz. 

Mora Terapinin bu tedavideki amacı, fazla kilo problemli yaşayan kişilerin sağlıklı şekilde kilo verip ideal kilolarına ulaşmalarını sağlamaktır. Danışanlar, kilo verme sürecinde bedenlerindeki iyi yönde değişimleri fark ederek motive olurlar. Sizlerde Mora Terapi ile birlikte kendinizi iyi hissederek kilo verebilirsiniz. Daha sağlıklı bir yaşam için Mora ailesi her zaman yanınızda. 

Sağlıklı günler dileriz.

18 Mayıs 2021 Salı

Enflamasyon Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

 Enflamasyon Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey



İltihaplanma da diyebileceğimiz enflamasyon, aslında vücudun savunma mekanizmasının bir parçasıdır ve iyileşme süreçlerinde rol oynar.


Vücut bir davetsiz misafir algıladığında, onu ortadan kaldırmaya çalışmak için biyolojik bir tepki başlatır.


Saldırgan, bir diken, tahriş edici madde veya bir patojen gibi yabancı bir madde olabilir. Patojenler, enfeksiyonlara neden olan bakterileri, virüsleri ve diğer organizmaları içerir.


Uzmanlar, iltihaplanmanın çok çeşitli kronik hastalıklarda görülebileceğini söylüyor. Örneğin tip 2 diyabet, kalp hastalığı, obezite, metabolik sendrom vb.


Bu hastalıklara sahip kişilerin vücutlarında genellikle yüksek seviyelerde enflamatuar belirteçler bulunur.


Bu yazıda, enflamasyonun semptomları ve onu çözme yolları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmanız için bilgiler vereceğiz.


İki ana tip enflamasyon kaynağı vardır: akut ve kronik.


Akut enflamasyon

Bir yaralanma veya hastalık, akut veya kısa süreli iltihaplanmayı içerebilir.


Akut iltihabın beş temel belirtisi vardır:


*Ağrı: Bu, sürekli olarak veya yalnızca bir kişi etkilenen bölgeye dokunduğunda ortaya çıkabilir.

*Kızarıklık: Bu, bölgedeki kılcal damarlara giden kan akışındaki artış nedeniyle olur.

*İşlev kaybı: Bir eklemi hareket ettirme, nefes alma, koku alma vb. Zorluklar olabilir.

*Şişme: Sıvı birikirse ödem denen bir durum gelişebilir.

*Isı: Artan kan akışı, etkilenen bölgeyi dokunulabilecek kadar sıcak bırakabilir.

Bu işaretler her zaman mevcut olmak zorunda değildir. Bazen iltihaplanma semptomsuz "sessizdir". Kişi yorgun, bitkin, kendini rahatsız hisseden ve ateşli olabilir.


Akut enflamasyon belirtileri birkaç gün sürer. Subakut enflamasyon 2–6 hafta sürer.


Kronik enflamasyon ise aylarca veya yıllarca devam edebilir. Çeşitli kronik hastalıklarla bağlantıları vardır veya olabilir. Bunlar; Şeker hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, artrit ve diğer eklem hastalıkları, alerjiler, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), sedef hastalığı, romatizmal hastalıklar olabilir.

Semptomlar hastalığa bağlı olacaktır, ancak ağrı ve yorgunluğu içerebilir.


Enflamasyonu ölçmek

Vücutta iltihaplanma olduğunda, biyo-belirteçler dediğimiz maddeler normalden daha yüksek seviyelerde bulunur.

Bir biyo-belirteç maddelerden en önemlilerinden birisi örneğin, C-reaktif proteindir (CRP). Bir doktor iltihabı test etmek isterse, CRP seviyelerini değerlendirir.

CRP seviyeleri yaşlılarda ve kanser ve obezite hastalarında daha yüksek olma eğilimindedir. Diyet ve egzersiz CRP seviyelerinde fark yaratabilir.


Nedenleri:

Akut iltihaplanma şunlardan kaynaklanabilir: arı sokması, herhangi bir enfeksiyon. Vücuda hasar oluşturabilecek bir madde veya patojen girdiğinde bağışıklık sistemi bir dizi reaksiyonu tetikler:

*Dokular, plazma proteinlerini biriktirir ve bu da şişmeye neden olan bir sıvı birikmesine yol açar.

*Vücut, etkilenen bölgeye doğru hareket eden nötrofilleri veya lökositleri salgılar. Lökositler, patojenlerle savaşmaya yardımcı olabilecek moleküller içerir.

*Küçük kan damarları, lökositlerin ve plazma proteinlerinin yaralanma bölgesine daha kolay ulaşmasını sağlamak için genişler.

Akut iltihap belirtileri, nedene bağlı olarak saatler veya günler içinde ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda hızla şiddetlenebilirler. Nasıl geliştikleri ve ne kadar sürdükleri nedene, vücudun hangi bölümünü etkilediklerine ve bireysel faktörlere bağlıdır.

Akut iltihaplanmaya neden olabilecek bazı faktörler ve enfeksiyonlar şunlar olabilir; Akut bronşit, apandisit, batık ayak tırnağı, soğuk algınlığı veya gripten kaynaklı boğaz ağrısı, fiziksel travma veya yaralar.


Kronik iltihaplanma ise aşağıda açıklananlar kaynaklı olabilir; 

*Duyarlılık: Enflamasyon, vücut orada olmaması gereken bir şey hissettiğinde meydana gelir. Harici bir tetikleyiciye aşırı duyarlılık mesela alerjilere neden olabilir.

*Maruziyet: Bazen endüstriyel bir kimyasal gibi tahriş ediciye uzun süreli, düşük düzeyde maruz kalma, kronik enflamasyona neden olabilir.

*Otoimmün bozukluklar: Böyle durumlarda bağışıklık sistemi, sedef hastalığında olduğu gibi yanlışlıkla normal sağlıklı dokuya saldırır.

*Oto-enflamatuar hastalıklar: Behçet hastalığında olduğu gibi genetik bir faktör bağışıklık sisteminin çalışma şeklini etkiler.

*Kalıcı akut enflamasyon: Bazı durumlarda, kişi akut enflamasyondan tam olarak kurtulamayabilir ve bu bazen iltihaplanmanın kronikleşmesine neden olabilir.

Kronik iltihaplanma riskini artırabilecek faktörler şunlardır: Yaşlılık, obezite, sağlıksız yağlar ve ilave şeker bakımından zengin bir diyet, sigara içmek, düşük seks hormonları, stres, uyku problemleri.



Enflamasyon ağrılı olu mu?

Akut enflamasyonun kimi tiplerinde ağrıya neden olabilir. Ağrı, sürekli ve sabit, zonklayıcı ve titreyen, bıçaklayan veya kıstırıcı olabilir.

Ağrı, sıvı birikmesi şişmeye neden olduğunda ve şişmiş dokular hassas sinir uçlarına baskı yaptığında ortaya çıkar.


Enflamasyona dair tedaviler

Enflamasyonun tedavisi, enflemasyona neden olan soruna ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Genellikle vücut kendi kendini onarır.

Ancak bazen iltihabı tedavi etmemek yaşamı tehdit eden semptomlara neden olabilir.

Örneğin, alerjik bir reaksiyon sırasında iltihap, solunum yollarını kapatarak nefes almayı imkansız hale getirebilecek şiddetli şişmeye neden olabilir. Bu reaksiyon meydana gelirse tedavi olması şarttır.

Tedavi edilmezse bazı enfeksiyonlar kana girerek sepsise neden olabilir. Bu, acil tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan, yaşamı tehdit eden başka bir durumdur.

Doktorlar enflamasyonun tipine ve hastalığa bağlı olarak nonsteroid anti enflamatuar ilaçları veya kortikosteroidleri kullanabilirler.


Enflamasyonda kullanılan bazı bitkiler bitkiler; 

*Zencefil: İnsanlar dispepsi, kabızlık, kolik ve diğer gastrointestinal problemlerin yanı sıra romatoid artrit ağrısını tedavi etmek için uzun süredir zencefil kullandılar. Zencefil, marketlerde taze olarak veya çevrimiçi olarak ek formda mevcuttur.


Zerdeçal: Zerdeçalın ana bileşeni olan curcumin, artrit, alzheimer hastalığı ve diğer bazı iltihaplı durumlar için faydalara sahiptir. 


Anti-enflamatuar beslenme;

Bazı yiyecekler iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir. Zeytin yağı, yüksek lifli yiyecekler, domates, ceviz ve badem gibi kuru yemişler, ıspanak ve lahana benzeri sebzeler ve diğer  yeşil yapraklı sebzeler, somon ve uskumru gibi yağlı balıklar, yaban mersini ve portakal gibi taze meyveler.

Araştırmalar Akdeniz diyeti gibi taze sebze, meyve ürünleri ve sağlıklı proten ve yağlar açısından zengin bir diyet yapanların CRP seviyelerinin daha düşük olduğunu söylüyor.

Enflamasyonu arttıran yiyecekler; Kızartmalar, işlenmiş gıdalar, ilave endüstriyel şeker içeren tüm yiyecek ve içecekler, kırmızı et, doymuş ve trans yağlar gibi sağlıksız yağlar. 

Tek başına diyet enflamasyonu kontrol edemeyebilir ancak uygun seçimler yapmanın hastalığın daha da kötüye gitmesini önleyeceği kesindir.


Özetle;

Enflamasyon, bağışıklık sisteminin vücudu bakteri ve virüsler gibi zararlı maddelerden koruduğu sürecin bir parçasıdır. Kısa vadede rahatsızlığa da neden olabilse de aslında hastalıkla savaşmada faydalı bir hizmet sağlar.

Bununla birlikte, uzun süreli veya kronik enflamasyon, bazı ciddi ve muhtemelen yaşamı tehdit eden durumlara hem yol açabilir hem de bunlardan kaynaklanabilir.


Mora Tedavileriyle vücuttaki enflamasyon süreçlerini kontrol altına almamız mümkündür. Detaylı bilgi için lütfen Mora Terapi doktorlarına danışmayı ihmal etmeyin. 


Sağlıklı bir bedenle, uzun, mutlu yaşayacağınız nice günler, aylar, yıllar diliyoruz. 



Kaynakça;

  • Adam Felman & Kevin Martinez, M.D, Medical News Today, 13 Nisan 2020 makalesinden yararlanılmıştır.

14 Mayıs 2021 Cuma

Sigara İçmenin Kas Ağrılarına Neden Olduğunu Biliyor Muydunuz?

 




Sigara İçmenin Kas Ağrılarına Neden Olduğunu Biliyor Muydunuz?

Sigara içmek, çok yaygın bir bağımlılıktır. İçinde bulunan zararlı maddelerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri nedeniyle dünyanın en önemli sağlık sorunlarından biridir. İnsan vücuduna olan zararları maalesef ki sayamayacağımız kadar fazla ve ölümcüldür. Kas ve kemik dokusuna ciddi zararlar veren sigara, genç  yaşlı her kesin ciddi derecede kas ağrısı çekmesine sebep oluyor. Sigara içenler içmeyenlere oranla iki kat daha fazla ağrı çekiyor. Eğer varsa fıtık ağrısı şiddetleniyor, doku ve organlar zarar görüyor, eklem ağrıları daha şiddetli yaşanıyor ve merkezi sinir sistemi yavaşlıyor.


Sigara bağımlılığı maalesef ki en etkili ve ölümcül toplumsal zehirlenme olayıdır. Geldiğimiz noktada günümüzde,  beş kişiden biri sigara bağımlısı. Kişiyi sigaraya bağımlı hale getiren etken madde nikotindir. Nikotin, tansiyonu yükseltir, kalp atışını hızlandırır ve kanın pıhtılaşma riskini arttırır. Sigara içmek uzun vadede damar sertliğine ve tıkanıklığına da neden olabilir. Damarlar esnek bir yapıya sahiptir ve bu kırılgan yapı sigara ile tahribata uğrar. Bu yapının bozulmasından dolayı kaslara kan pompalama akışı yavaşlar. Genel olarak da sigara tüketimi akciğerlerdeki oksijen kapasitenizi düşürür ve kişi daha çabuk yorulmaya başlar. Bunların yanı sıra, sigara içmenin kas ağrılarına neden olduğunu biliyor muydunuz? Sigara dumanındaki karbon monoksit gazı, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır, dokulara yeterince oksijen taşımasına engel olur ve bunun sonucu sigara içenler kas ağrısı çekmeye başlar.


Sigara içtiğinizde ağrılarınızın artacağının farkında olmak, sigarayı bırakmak ya da hiç başlamamak için iyi bir nedendir. Sigaranın hem gözle görülen ve hissedilen hem vücuttaki zararları sizlerin yaşam kalitenizi düşürmektedir. Kendinize " Sigara benim sağlığımdan değerli mi?" sorusunu yöneltebilirsiniz. Çünkü sigaranın vücutta yarattığı ağrılar sebebiyle artık günlük işlerinizi bile yapmakta zorlanacaksınız. Sürekli olarak çektiğiniz eklem ağrılarının nedenini halâ bilmiyorsanız, sigaradan kaynaklı olabileceğini hatırlatmak isteriz.


Sabah hayatınızdan kalktığınızda yorgun uyanabilirsiniz, yürürken veya merdiven çıkarken zorlanabilirsiniz. Geceleri uykunuzu bölen eklem ağrıları yaşayabilirsiniz. Sizi sağlığınızdan ve yaşam kalitenizden alıkoyan sigara, bilimsel olarak kanıtlanmış birçok hastalığında nedenlerinden birisidir.

Sigara içmek aynı zamanda ruh sağlığınızı da etkilemektedir. Vücudunuzda hissettiğiniz ağrılar sebebiyle sürekli olarak mutsuz ve yorgun hissedeceksinizdir. Bu sebeplede ruh sağlığınız olumsuz etkilenir ve depresyon, anksiyete bozukluğu yaşayabilirsiniz.


Eğer bu yazıyı okuyorsanız, muhtemelen sigarayı bırakmaya düşünüyorsunuz demektir. Saydığımız belirtileri yaşıyor ve sigaradan kurtulmak istiyorsanız ve bunu tek başınıza başaramıyorsanız Mora Terapi'ye başvurabilirsiniz. Sigaradan kurtulmanın en kolay yolu kliniklerimizde uyguladığımız biorezonans yöntemidir. Biorezonans, hiçbir yan etkisinin olmadığı 30 yıldan fazla bir süredir kanıtlanmış ağrısız ve ilaçsız, biyolojik bir metottur ve hastalıklara neden olan yabancı frekansları vücudunuzdan atabilen bir yöntemdir.


Mora Terapi sigarayı bırakmada psikolojik bağımlılığa karşı da savaştığı için uzun vadeli sigara bırakmada başarılı sonuçlar elde etmiştir. Örneğin Mora Terapi ile uygulanan sigara bırakma terapilerinde, terapinin başında ve sonunda renk terapisi uygulayarak sizlerin yaşadığı duygu durum bozukluklarını en aza indirmeyi amaçlıyoruz.