27 Kasım 2018 Salı

BÜTÜNSEL SAĞLIK VE DENGELİ YAŞAM


Bütünsel sağlık ve dengeli yaşam kavramlarını birbirinden ayrı değerlendirmek imkansızdır. Çünkü bütünsel olarak sağlıklı olabilmek; kişinin bedensel, zihinsel ve ruhsal bileşenlerinin eş zamanlı olarak dengeli ve uyumlu olabilmesi ile mümkündür.



Bütünsel Sağlık kavramı insan yaşamını etkileyen tüm faktörleri içinde barındırmaktadır. Bütünsel olarak sağlıklı olmaktan ancak hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal açılardan eş zamanlı olarak dengeli, enerjik, dingin, mutlu, zinde, barışık ve huzurlu hissedildiğinde bahsedilebilmektedir.

Fiziksel bedene özen gösterip, sağlıklı bir beslenme biçimi ve ideal bir rutinde fiziksel aktivitede bulunmak tüm bedenlerimizde denge yaratabilmek adına güzel bir adımdır ancak yeterli değildir. Beraberinde madde ve enerjiden oluşan fiziksel beden sağlığımızı dengeleyici bir yaşam tarzını benimsemek de gerekmektedir. Fiziksel beden sağlıklıyken aynı zamanda zihinsel kargaşa, psikolojik çöküntüler ya da ruhsal problemler ile de baş edebiliyor olmak dengeli yaşam ve beraberinde getireceği bütünsel sağlık açısından son derece önemlidir.

Stres, huzursuzluk, mutsuzluk, karamsarlık, güven ve özgüven sorunu, nefret, öfke ve korku gibi çoğaltabileceğimiz olumsuz duygu durumları vücudu hastalıklara karşı savunmasız hale getirmektedir. "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözü sağlığın bütünlük yapısını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu ruh hali zihin ve beden sağlığını da etkilemektedir.

Kişinin duygu, beden ve zihin dinamikleri birbirleriyle iç içe geçmiş olarak varlıklarını sürdürmektedir. Aynı zamanda bilgi ve enerji alışverişi içindedirler. Fiziksel sağlığımız için olumlu bir şey yaptığımızda, örneğin sağlıklı beslenmeye başladığımızda veya her gün doğa içinde düzenli olarak hareket etmeye başladığımızda bu durum kişiyi zihinsel ve ruhsal açıdan da olumlu olarak etkilemeye başlayacaktır. Bunun tersi de aynı şekilde geçerlidir. Yani sürekli sindirim sisteminizin hazmedemeyeceği kadar yemek yiyor, zihinsel faaliyetlerinize hiç ara vermiyor ve zihninizi dinlendirmiyor veya bütün günü zihninizi çalıştıracak hiçbir şey yapmadan, yeni bir şeyler öğrenmeden, sadece televizyon izleyerek geçiriyorsanız bu yaşam tarzı bütünsel olarak olumsuz etkilenmenize sebep olacaktır.

Mora Bach Çiçekleri Terapisi, ruh halini dengeleyerek olumsuz düşüncelerin yol açtığı organik rahatsızlıkların iyileşmesini desteklemektedir. Ünlü tıp doktoru İngiliz Dr. Edward Bach’in çiçeklerin iyileştirici özellikleri üzerine yaptığı araştırmaların gelişmesi üzerine ortaya çıkan Bach Çiçekleri Terapisi tüm dünyada duygu durum bozuklukları için kullanılan homeopatik bir kürdür. Tıpkı Dünya Sağlı Örgütü’nün tanımı gibi sağlığı bir bütün olarak ele alan Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi; korku, stres, belirsizlik, ilgi eksikliği, yalnızlık, dış etkilere ve fikirlere hassaslık, mutsuzluk, çaresizlik, öfke ve nefret gibi duygu ve düşünceleri zihinden uzaklaştırmak için kullanılmaktadır.

Bütünsel sağlık ve dengeli yaşam sadece fiziksel olarak dinginlik ve sağlıklı olma durumu ile oluşmaz aynı zamanda zihnin ve duyguların da dingin olabilmesini sağlamak elzemdir. Mora Terapi Bach Çiçekleri Terapisi de olumsuz duygu ve düşüncelere maruz kalarak bozulan vücut sinyallerini vücuttan uzaklaştırarak, duygu durumunda gözlemlenebilen sakinlik ve mutluluk halini destekleyerek kişinin dengeli bir yaşama sahip olabilmesini amaçlamaktadır. Aynı zamanda Mora Terapi yöntemi ile uygulanan tüm seanslarda vücudun çevresine yaymış olduğu bozuk elektromanyetik sinyaller filtrelenerek vücudun elektromanyetik titreşimleri dengelemektedir. Mora terapi yöntemi ile gerçekleştirilen tüm seanslarda sağlıklı beslenme davranışının oluşumu desteklenmekte ve aynı zamanda düzenli fiziksel aktivite ve su tüketimine özellikle dikkat çekilmektedir.


21 Kasım 2018 Çarşamba

MORA TERAPİ İLE HER SEANS BİR DETOKS


Mora Terapi, maddenin çevresinde oluşan elektromanyetik alandaki frekansların tedavi amacıyla kullanıldığı bir bütünsel tıp yöntemidir. Mora terapi genel olarak, vücuttaki elektriksel aktiviteyi olumsuz etkileyebilecek, toksik bileşiklerin, problemli bilgi frekanslarının biorezonans yöntemi ile vücuttan silinmesini ve zararlı bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlamaktadır. Yurt dışında birçok hastalığın tedavisinde bütünsel tıp yöntemi olarak kullanılan Mora Terapi, ülkemizde ağırlıklı olarak sigara bağımlılığı, karbonhidrat bağımlılığı, ağrı tedavileri, alerjiler, duygu durum bozuklukları ve bunların dışında birçok kronik ve otoimmün hastalıkların tedavisinde uygulanmaktadır.



Vücudumuz elektromanyetik frekanslara sahip bir sistemdir. Vücudumuzun her organının belirli bir frekansı vardır ve bu frekanslar, dışarıdan gelen negatif etkilere maruz kaldığında hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. 

Mora terapi cihazları, içerisindeki özel filtreler sayesinde tespit ettiği hastalıklı dokulara, yaydıkları olumsuz frekansların ayna görüntülerini yollayarak bu hastalığa sebep olan frekansları vücuttan silerek iyileşmeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda yine özel fitreler sayesinde vücuttan aldığı sağlıklı frekansları da güçlendirerek vücuda geri yollayarak genel sağlık durumunu desteklemektedir. Mora terapinin kullandığı bu yönteme ise biorezonans denmektedir.

Modern yaşam ve gelişen teknoloji pek çok konuda yaşamımızı kolaylaştırırken aynı zamanda farkında olmadan bedenimize aşırı yük bindirmektedir. En başta kirli hava, işlenmiş gıdalar ve normal değerlere uymayan su hayatımızın kalitesini git gide düşürmektedir. Böyle bir tempoda herkes belirli aralıklarla vücudunu dinlendirmeye ve vücudunu temizlemeye ihtiyaç duymaktadır.

Hastalıkların meydana gelmesi, bazen bardağı taşıran son damla olmalarından kaynaklanıyor olabilmektedir. Vücudumuzu bir bardak olarak düşündüğümüzde, vücut sürekli olumsuzluklara maruz kalarak dolabilmektedir, artık tolere edemediği bir problemle karşılaştığında ise bu sorun semptom veya rahatsızlık olarak baş gösterebilmektedir. Bütünsel tıp anlayışına göre önemli olan vücudun olumsuzluklarla ağzına kadar dolmasını önlemektir. Biorezonans terapileri ile bahsettiğimiz genel frekans temizliği yani genel bir detoks yapılması, vücudu bütünsel olarak sağlıklı haline kavuşturabilmek için tercih edilebilmektedir.  

Vücudun zararlı maddelerden temizlenmesi anlamına gelen detoks, bedenimizi hastalıklardan korumak, ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak dengede tutmak için başvurulan yöntemlerinden biridir. Vücutta birikerek hastalıklara ve yaşlanmaya sebep olan zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılma işlemi olan detoks, sağlıklı bir yaşama kapı aralar. Detokstan sonra kan temizlenir, organ, doku ve hücreler beslenir, cilt daha parlak ve sağlıklı gözükür. Temizlenen vücutta kişi kendi daha enerjik hisseder.

Temel amacı vücuttaki normal olmayan işleyişi normal ve sağlıklı haline getirmek olan Mora Terapi de tıpkı detoks gibi vücuttaki zararlı maddeleri ve olumsuz frekansları temizlemektedir. Sindirim sistemi ve bağırsak florası temizliğinde de önemli başarılara sahip Mora Terapi, toksik maddelerin elektromanyetik frekanslar yardımıyla vücudumuzdan atılmasını sağlamaktadır. Kısacası Mora Terapi ile her seans, bir detoks!

14 Kasım 2018 Çarşamba

SAVUNMA SİSTEMİMİZ; BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ


Bağışıklık sistemi diğer adıyla immün sistem, vücudun virüsler veya zararlı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlarla mücadelesine yardımcı olan, canlıyı hastalıklara karşı koruyan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden doğal savunma sistemidir. Bağışıklık sistemi yetersiz olduğunda, sağlıklı dokular ve enfekte olmuş dokular arasında ayrım yapamaz ve dolayısıyla işlevini yerine getiremez. Bunun için bağışıklık sistemini güçlendirmek önemlidir.



Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin Yolları Nelerdir?

Bağışıklık sisteminin gelişmesi için bebeklik döneminden itibaren yaşamın her döneminde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır.  Ancak hava kirliliği, dengesiz ve kötü beslenme, yoğun stres, mevsim değişiklikleri, sigara – alkol gibi bağımlılıklar, kimyasallar, genel hijyen kurallarının yerine getirilmemesi, aşırı kilo, bilinçsiz ilaç kullanımı, kalitesiz uyku gibi sebepler bağışıklık sistemini zayıflatabilmektedir.

Güçlü bir bağışıklık sistemi için doğru çalışan bağırsaklar ve sağlıklı bağırsak florasının önemi tartışılmazdır. Sürekli tüketilen sağlıksız yağlar bağışıklık sistemi için risklidir. Örneğin kızarmış yiyecekler örnek olarak verilebilir, çünkü bu yiyeceklerde bulunan yağlar besin değeri bakımından fakirdir ve kilo almaya neden olur. Bununla birlikte kolesterol seviyesinin yükselmesine ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, yağlı yiyecekler vücudun bakterilerle savaşmasını engellemektedir. Aynı zamanda gereğinden fazla şeker tüketmek de immun sistemi zayıflatabilmektedir.

Yaşam tarzı ve gelişmiş bağışıklık işlevi arasında bilimsel olarak kanıtlanmış doğrudan bağlantılar mevcut değildir. Çünkü bağışıklık sistemi sanılandan daha komplike bir sistemdir. Ancak bu durum, yaşam tarzının bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Bilim insanları tarafından, insanlarda diyet, egzersiz, yaş ve stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri araştırılmaktadır.

Bağışıklık sistemi üzerine etkileri kanıtlanmış bazı yaşam tarzı değişikliklerine; bağımlılıklardan kurtulmak, ideal kiloyu korumak, düzenli egzersiz yapmak, düzenli uyku uyumak, stresten olabildiğince uzak yaşamak, sebze- meyve, protein ve sağlıklı yağlardan zengin dengeli bir beslenme davranışı edinmek gibi örnekler verebilmek mümkündür.

Beslenme açısından değerlendirildiğinde, bağışıklık sistemi için bağırsak sağlığını olumsuz etkileyecek ve sonucunda kilo olarak size geri dönebilecek davranışlardan kaçınmak önemlidir. Doğal olmayan şeker tüketimi mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır.

Antioksidan alımı son derece önemlidir. Antioksidanlar hücreye zarar veren maddeleri, serbest radikalleri yakalayarak ve yok edilmesini sağlarlar. Soğan, sarımsak, ıspanak, dereotu, maydanoz, turunçgiller, domates, zencefil, brokoli antioksidan açısından zengin besinlere örnek olarak verilebilir. Taze ve mevsiminde sebze meyve tüketmek bağışıklık sistemi açısından da son derece önemlidir. Aynı zamanda farklı renklerde özellikle koyu renkli sebze ve meyveler tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.

Günümüzde oldukça yaygın olan yanlış ve bilinçsiz ilaç kullanımı bağırsak sağlığını olumsuz etkileyeceğinden özellikle de yanlış antibiyotik kullanımı nedeniyle bakterilere karşı direnç geliştirebileceğinizden bağışıklık sistemini riske atmaktadır. Doktorunuza danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız.

Düzenli uyku ve egzersiz de bu aşamada bağışıklık sisteminiz için son derece önemlidir. Vücut yorgun olduğunda bağışıklık sisteminin de zayıfladığı unutulmamalıdır. Hastalıklardan korunmada egzersizin çok büyük bir önemi vardır. Düzenli egzersiz bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek, virüslerle ve bakterilerle savaşmayı desteklemektedir.

Mora Terapi kilo seanslarında bağırsak sağlığı her zaman ön planda tutulur ve iyileştirilmeye her zaman bağırsaklardan başlanmaktadır. Sağlıklı bağırsaklar güçlü bağışıklık sistemini de beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda bağımlılık terapileri ile sigara alkol gibi bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyen bağımlılıklarınızdan kurtularak bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. Mora terapi ile yapılan tüm seanslarımızda genel frekans temizliği yapıldığından bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilecek olumsuzluklar ortadan kaldırılarak kişinin bütünsel olarak sağlıklı olabilmesi sağlanmaktadır.

1 Kasım 2018 Perşembe

SİGARADAN KURTULMAK İÇİN NEDEN MORA TERAPİ


Sigara bağımlılık yapıcı bir madde olması ve erişiminin kolay olması nedeniyle tüm dünyada önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. İnsan sağlığı başta olmak üzere, sosyal ve ekonomik olarak da baş etmesi zor bir bağımlılıktır.

Sigara içinde en tehlikelileri arsenik (fare zehri), karbon monoksit (ekzos gazı), benzin, kadmiyum (akü metali), hidrojen siyanid (gaz odaları zehri), toluen (tiner), amonyak, nikotin, naftalin (güve kovucu) ve propilen glikol olmak üzere 4000’in üzerinde kanserojen, toksik ve bağımlılık yapıcı madde bulunmaktadır.


Sigaranın vücutta, damarların zamanla daralmasına ve tüm dokulara gelen kan ve oksijen miktarının azalmasına sebep olur. Sigaranın içindeki yabancı maddeler dokularda irritasyon ve hasar oluşturur. Aynı zamanda cildin yeteri kadar beslenmesini engelleyerek erken yaşlanmanıza sebep olur. Bulunduğunuz ortamlarda kötü ve ağır koku olması, dişlerde kirli ve pis görünüm ve dişeti hastalıkları, ağız ve yutakta tat alma eksikliği, ağız, yutak, gırtlak, nefes borusu, akciğer, mide , yemek borusu, pankreas, rahim, mesane kanseri riskinde artma, kalp ve damarların görmüş olduğu zarar ve tahribattan dolayı kalp krizi, tansiyon yükselmesi, beyinde felç, ileri yaşta bunama (Alzheimer), gözlerde katarakt ve ileri yaşta körlük, koku almada azalma, kronik bronşit ve amfizem gibi tıkayıcı akciğer hastalıkları, mide ve yemek borusunda kanama, ülser, iktidarsızlık, döllenme yetersizliği, ellerde, parmaklarda sararma, tırnaklarda zayıflama, kemik erimesi gibi birçok sağlık sorununa sebep olabilmektedir. Ayrıca yorgunluk, uykusuzluk, ruhsal gerilim, stres, performans düşüklüğü, reflekslerde azalma da oluşturmaktadır.

Sigara kullanımı ve bağımlılığının tedavisi konusunda ABD Sağlık Bakanlığı tarafından 2008 yılı klinik uygulama kılavuzunda, nikotin içeren ilaçlar (nikotin sakızı, nikotin bandı, nikotin inhaler, nikotin pastili), Bupropiyon ve Varanikline, Nortrpitilin ve Clonidin sigara bırakmada etkisi kanıtlanmış ilaçlar olarak yer almıştır.


Mora Terapinin Sigara Bırakmada Etkisi


Son 10 yıldır ülkemizde Mora Terapi ile sigara bırakma tedavisi uygulanmaya başlanmıştır. Mora-Biorezonans yöntemi ilk kez 1970’li yıllarda Alman doktor Franz Morell tarafından kullanılmaya başlanmış olan ve vücuda maddelere özgü zayıf elektromanyetik frekanslar yoluyla müdahaleyi amaçlayan ve bu amaçla üretilmiş tıbbi cihazlar yardımıyla yapılan bir bütünsel tıp yöntemidir. Bu tedavinin birçok farklı endikasyonlarda kullanılabileceği gösterilmiş olsa da; son yıllarda, özellikle bağımlılıklar konusundaki kullanımı yaygınlaşmıştır.

Mora Terapi, içtiğiniz sigaradan alınan elektromanyetik titreşimlerin biorezonans yöntemiyle vücuttan silinmesi işlemidir. Biorezonans birbirinin ayna görüntüsü-tersi olan iki titreşimin birbirini yok edeceği bilgisinden yola çıkılarak geliştirilmiştir. Bu tedavi bağımlılıklarda kullanıldığında fiziksel bağımlılık üzerinde etkili olmakta ve bağımlılık yapan maddeye ihtiyaç belirgin olarak azalmaktadır. Mora-Terapi seansının sonucu, sigara içme isteğinizin terapinin hemen sonrasında hissedeceğiniz şekilde ve kalıcı olarak azalmasıdır. Tedavi sonrası sigara eskisi gibi zevk vermez hale gelecektir.

Yapılan işlem bir yandan da tütünün içinde bulunan ve vücudunuzda birikmiş olan zehirli maddelerin vücudunuzdan hızla atılmasını sağlamaktadır. Vücuttan atılma işlemi sırasında hastanın üzerine düşen, terapi öncesi ve sonrasında bol bol su içmek, her gün sıcak duş almak ve haftada 1 gün hamam, sauna vs gibi yöntemler yardımıyla detoksifikasyonu hızlandırmaktır.

Mora terapiyi diğer sigara bırakma yöntemlerinden ayıran en büyük farklar, terapi sırasında sadece sigara frekansları silinmekle kalmaz aynı zamanda, vücutta birikmiş olan toksinler vücuttan uzaklaştırılmış olur. Bunun yanında vücudun sağlıklı frekansları cihaz tarafından filtrelenerek yükseltilir, sağlıksız frekanslar ise ters çevrildikten sonra vücuda geri verilir. Bu şekilde vücudun genel sağlık durumu da dengelenmiş olur. Her seansta yapılan renk terapileri sayesinde de sigarayı bırakma evresinde meydana gelebilecek duygu durumdaki dalgalanmaların kontrol altına alınabilmesi sağlanır.