24 Ocak 2022 Pazartesi

Eklem Sağlığı Nasıl Korunur?




Eklemler; vücutta kemiklerin birbirine bağlandığı kısımdır. Kemiklerin bağlantı noktası olan eklemlerin işlevi ise kemiklerin düzenli bir şekilde hareket etmesini sağlamaktır. Bağ doku ve kıkırdaktan oluşan eklemlerin etrafı kaslarla çevrilidir. 3 çeşit eklem türü vardır: oynar, yarı oynar ve oynamaz eklemler. Oynar eklemler kol ve bacaklarda, yarı oynar eklemler omur ve kaburgada ve oynamaz eklemler ise kafatasında bulunur.

Eklem ağrıları düşme, sakatlanma, ani hareket gibi fiziksel durumlar sonucunda oluşabilir. Daha çok ileri yaşlarda görülen eklem ağrısının sebebi eklem sıvısının azalması/bitmesi ve kıkırdağın güçsüzleşmesi olabilmektedir.

Eklem ağrıları önemli hastalıkların belirtisi olabilmektedir. Bu hastalıklar şunlar olabilir:

  • Gut hastalığı

  • Kemik tümörü

  • Kemiklerin kırılması ya da çıkması

  • Eklemlerde gerçekleşen iltihaplanma

  • Gonokokal artrit

  • Hipotiroidi

  • Fibromiyalji

  • Lyme hastalığı

  • Lösemi

  • Lupus hastalığı

  • Romatizmadan kaynaklanan ateş 

  • Kemiklerde görülen enfeksiyonlar

  • Kireçlenme 

  • Eklemlerde gerçekleşen burkulmalar 

  • Raşitizm 

 

EKLEM SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Eklem sağlığını korumak için yapılabilecek şeylerin başında hareket etmek gelmektedir. Egzersiz yapmak, devamlı aynı pozisyonda kalmamak eklem sağlığı için çok önemlidir. Uzun süre oturan veya uzun süre ayakta kalan kişilerin eklem ağrısından şikayetçi olması daha muhtemeldir. En basit olarak yürüyüş, koşu, yapılabiliyorsa çeşitli fiziksel aktiviteler, sportif egzersizler yapmak eklem sağlığını korumak adına önemli adımlar olacaktır. 

 Eklem ağrısından muzdarip diğer bir grup da fazla kilosu olan insanlardır. Fazla kilo sadece kemikleri değil eklemleri de zorlamaktadır. Vücut ağırlığının fazla olması da eklem ağrılarına sebep olabileceğinden fazla kilolardan kurtulmaya çalışmak önemlidir. Fazla kilolar sadece eklem ağrılarına değil başka pek çok rahatsızlığa ve olumsuzluğa neden olabilmektedir.

Eklem sağlığını korumak ve genel olarak sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli olan diğer şey sağlıklı beslenmedir. Kemiklerin ve eklemlerin güçlü kalabilmesi için kalsiyum tüketimi çok önemlidir. Süt ve süt ürünleri kalsiyum değeri yüksek olan besinlerdir. Eklem sağlığını korumak için yalnızca kalsiyumdan faydalanmak yetmeyecektir. Yeşil yapraklı sebzeler vitamin değeri yüksek olduğu için kemik ve eklem sağlığı için önemlidir. Eklemlerde ‘Tip 2’ kolajen bulunur ve yaş ilerledikçe kolajen miktarı azalabilir. Eklem sağlığı için kolajen takviyesi almak ve kolajen değeri yüksek gıdalar tüketmek de önemlidir.  Eklem sağlığı için önemli besinler şunlardır: Süt ve süt ürünleri, yağlı balıklar, kemik ve ilik suyu, kelle paça çorbası, portakal, mandalina, greyfurt, elma, çeşitli sakatatlar.

Eklem ağrıları ve çeşitli sakatlanmaların önüne geçmek için ağır kaldırmaktan kaçınılmalı, mutlaka kaldırılacaksa kontrollü hareket edilmelidir. Ani yapılan yanlış bir hareket çeşitli ağrılara ve kalıcı hasarlara sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca genel olarak omurganın duruşu çok önemlidir. Kambur durmaktan kaçınmak gerekmektedir.

Eklem sağlığını korumak için yapılabilecek diğer bir şey eklem sıvısının azalmamasını sağlamak olacaktır. Bunun için de bol sıvı tüketimi önemlidir.




PEMF TERAPİ İLE EKLEM AĞRILARINDAN KURTULMAK MÜMKÜN!


Eklem ve kemik ağrılarından kurtulabilmeye yardımcı bir yol da PEMF terapi cihazlarıdır. PEMF terapinin amacı genel olarak kişinin her hücresinin daha sağlıklı olmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda da hücrelerde ağrı, iltihap vb. şeylere neden olacak şekilde hücreler arasında birikerek tıkanmaya sebep olan toksinleri vücuttan atmayı hedeflemektedir. Eklem ağrıları veya eklem iltihaplanması problemlerine sahip olanlar PEMF terapiden faydalanabilir. PEMF terapi birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Kemiklerde kırık, burkulma, ağrı da bunlardan birkaçıdır.



 

9 Ocak 2022 Pazar

LAKTOZ İNTOLERANSI NEDİR?

 


LAKTOZ İNTOLERANSI NEDİR?

Laktoz; özellikle süt ve süt ürünlerinde bulunan ve sütün temel karbonhidratı olan disakkarit (glikoz ve galaktoz) yani süt şekeridir. Laktoz intoleransı da kişinin laktozu sindirememesi sonucu ortaya çıkan rahatsızlıktır. Laktozun vücutta tolere edilememesi durumu şöyle gerçekleşir: Laktoz ince bağırsaktan geçerken laktaz enzimi sayesinde galaktoz (süt şekeri) ve glikoz olarak iki yapı taşına ayrılır ve laktaz enzimi laktozu parçalayamadığında ise laktoz duyarlılığı ve beraberinde laktoz intoleransı meydana gelebilmektedir. Laktoz parçalanamadan kalın bağırsağa geçerek çeşitli rahatsızlık belirtisi gösterir.

Laktoz yani süt şekeri anne sütünde de bulunur. Yalnızca süt değil çeşitli süt ürünleri de laktoz intoleransına sebebiyet verebilmektedir. Laktoz intoleransı bebeklikten yetişkinliğe kadar her dönemde yaşanabilmektedir. Belirtiler ve intolerans şiddeti farklılık gösterebilmektedir. Laktoz intoleransının başlıca belirtileri şunlardır:

  • Şişkinlik
  • Karın ağrısı ve/veya krampları
  • Gaz
  • Bulantı ve kusma
  • İshal

Bu belirtilerin biri veya daha fazlası yaşanıyorsa doktora başvurulması gerekmektedir. Laktoz intoleransının kesin ve kalıcı bir tedavisi olmamakla birlikte hastalar daima laktoz diyeti yapmak zorundadırlar. İçerisinde laktoz bulunduran gıdalar ise şunlardır:

  • Süt, kefir 
  • Peynir 
  • Yoğurt, ayran
  • Krema 
  • Tereyağı, kaymak
  • Dondurma

Laktoz başlıca süt ve süt ürünlerinde bulunur fakat içerisinde laktoz bulunan başka gıdalar da vardır.

Çikolata, kek, bisküvi, kraker gibi ürünlerde de laktoz bulunabilmektedir. Hazır/işlenmiş gıdaların tüketimine dikkat edilmeli ve paket içeriği kontrol edilmelidir.

Ekmek, gözleme ve benzer unlu mamullerin ve tahılların da laktoz içermesi olasıdır. Bu sebeple tüketilmesine dikkat edilmelidir.

Laktoz intoleransı olan bir kişinin süt ve süt ürünleri ve başka ürünlerde laktoz olup olmadığını deneyerek tespit etmeye çalışması yanlış bir yöntemdir. Paketli her gıdanın içeriğinin kontrol edilmesi daha sağlıklı olacaktır.

Bilindiği üzere süt ve süt ürünleri kalsiyum açısından zengin besinlerdir. Laktoz intoleransı olan kişiler; laktoz ve süt içermeyen fakat kalsiyum zenginliği olan gıdalar tüketerek, yaşanabilecek kalsiyum eksikliğini önleyebilirler. Laktoz ve süt içermeyen kalsiyum zengini gıdalar şunlardır:

  • Sardalya Balığı
  • Badem, badem sütü
  • Keten tohumu 
  • Ispanak 
  • Marul
  • Çiğ brokoli
  • Çiğ semizotu
  • Çiğ barbunya
  • Portakal 

LAKTOZ İNTOLERANSI NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Laktoz intoleransı bulunduğunu anlayan bir kişi doktora başvurmalıdır. Laktoz intoleransı teşhisi önce doktorun muayenesi ve sorularıyla başlar. Laktoz intoleransı genetik de olabildiğinden, doktor ailede başka bir kişide bu durumun olup olmadığını öğrenmek isteyebilmektedir. Daha sonra kişiye laktoz intoleransı testi uygulanmaktadır. 

Laktoz intoleransı testi yapılacak kişi 8 saat hiçbir şey yememiş ve içmemiş olmalıdır. Bu testin amacı laktozun sindirim sistemi tarafından nasıl emildiğini kontrol etmektir ve sonucunda laktoz intoleransı tespit edilebilmektedir. Test yapılacak kişiye laktoz içeren bir sıvı içirilip sonrasında kan testi yapılır, test sonucunda kan şekeri yükselmiyorsa bu sonuç laktoz intoleransına işaret eder.

Bir diğer test ise hidrojen solunum testidir. Bu testin uygulanacağı kişiye  laktoz içeren bir sıvı verilir. Daha sonra nefes yoluyla hidrojen miktarına bakılır. Hidrojen eğer artıyorsa laktoz sindiriminde bir problem olduğu anlaşılır. Bunun sebebi sindirilemeyen laktozun kalın bağırsakta fermente olup kana karışarak, akciğere gaz olarak iletilmesi ve bu yolla dışarı atılmasıdır.

Bebeklerde ve küçük çocuklarda laktoz intoleransı olup olmadığını anlamak için dışkı asit testi uygulanır. Laktozu sindiremeyenlerin dışkısında laktik asit ve glikoz bulunur. Laktoz intoleransının tespiti için bu test uygulanır.

LAKTOZ İNTOLERANSI TEDAVİSİ NASILDIR?

Laktoz intoleransı olan kişilerin herhangi bir rahatsızlık yaşamadan hayatını devam ettirebilmesi için, yediği ve içtiği her şeye dikkat etmesi ve laktoz tüketiminden kaçınması gerekmektedir. Aslında tedavi için en basit ve kalıcı çözüm yolu budur. Fakat kişilerin günlük hayatında yeme içme konusunda sürekli dikkatli davranması gerekliliği onları zamanla yorabilmekle beraber dikkatin de azalmasına sebep olabilir. Kişinin laktoz intoleransına bağlı bir rahatsızlık yaşamaması için yeme içme konusundaki dikkatini ve istikrarını sürdürmesi gerekmektedir. Bazı hastalara bağırsak florasını düzenlemeye yardımcı probiyotik ve prebiyotik verilebilmektedir. İlaç takviyesinde ise dikkate değer bir husus vardır. Bazı ilaçların dolaylı olarak laktoz ile işlendiği bilinmektedir.