30 Kasım 2023 Perşembe

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)



Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Günümüzde, çocukların yaşamında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) giderek daha fazla görülmektedir. Bu durum, çocukların eğitim, sosyal ilişkiler ve genel yaşam kalitesi üzerinde önemli etkiler bırakabilir. Bu yazıda, DEHB'nin ne olduğunu, belirtilerini, nedenlerini ve yönetme stratejilerini anlamaya çalışacağız.


DEHB Nedir?


DEHB, çocukluk döneminde sıkça karşılaşılan bir nörolojik bozukluktur. Bu durum, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite ve dürtü kontrol eksikliği ile karakterizedir. DEHB'nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin bir kombinasyonu etkili olabilir.


Belirtiler ve Tanı

DEHB'nin belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle şu kategorilere ayrılabilir:


Dikkat Eksikliği: Kolayca dikkatinin dağılması, görevleri tamamlamada zorlanma, detayları gözden kaçırma.

Hiperaktivite: Duramama, sakin oturamama, sürekli hareket etme isteği.

Dürtü Kontrol Eksikliği: Kural ihlalleri, sabırsızlık, düşünmeden hareket etme.

Bu belirtiler, çocuğun günlük yaşamını önemli ölçüde etkilediğinde ve bir süreklilik arz ettiğinde DEHB tanısı konabilir. Tanı, genellikle uzman bir sağlık profesyoneli tarafından yapılır.


Nedenleri ve Risk Faktörleri

DEHB'nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik faktörlerin etkisi olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca, hamilelik sırasında maruz kalınan toksinler, düşük doğum ağırlığı, prematüre doğum gibi faktörlerin DEHB riskini artırabileceği düşünülmektedir.



Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Yönetme Stratejileri

DEHB yönetimi, çoklu bir yaklaşım gerektirir. Aşağıda, çocuklarda DEHB'yi yönetmek için kullanılabilecek bazı stratejilere yer verilmiştir:


Eğitim ve Farkındalık: Ailelerin, öğretmenlerin ve çocuğun kendisinin DEHB hakkında bilgi sahibi olması önemlidir. Bilinçlilik, uygun destek ve anlayış sağlamada kilit bir faktördür.


İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, uzmanlar ilaç tedavisini önermektedir. Ancak, ilaçlar genellikle bireysel bir duruma bağlı olarak belirlenir ve uzman kontrolünde kullanılmalıdır.


Terapötik Yaklaşımlar: Bilişsel davranış terapisi, aile terapisi ve özel eğitim programları gibi terapötik yaklaşımlar, çocuklarda DEHB'yi yönetmede yardımcı olabilir.


Düzen ve Yapı: Çocuklarda düzenli bir rutin ve yapı, dikkatlerini toplamalarına ve günlük görevleri yerine getirmelerine yardımcı olabilir.


DEHB, çocukların ve ailelerin yaşamını etkileyen zorlayıcı bir durumdur, ancak doğru stratejiler ve destekle yönetilebilir. Uzman bir sağlık profesyoneli ile işbirliği yapmak, çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir plan oluşturmak açısından önemlidir.



Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) neden olur?

  1. Genetik Faktörler: Ailesinde DEHB öyküsü bulunan çocuklarda, genetik faktörlerin etkisi daha belirgin olabilir. Genler, DEHB riskini artırabilir. Nörolojik Faktörler: Beyin yapısı ve işleviyle ilgili bazı farklılıklar, DEHB ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle dikkat ve dürtü kontrolü ile ilgili beyin bölgelerindeki düzensizlikler DEHB'nin nedenlerinden biri olabilir. Doğum ve Gebelik İle İlgili Faktörler: Prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı, gebelik sırasında maruz kalınan toksinler gibi doğum ve gebelikle ilgili faktörler DEHB riskini artırabilir. Çevresel Faktörler: Zehirli maddelere maruz kalma, kuralsız bir çevre, düzensiz aile yapısı gibi çevresel faktörlerin DEHB'yi etkileyebileceği düşünülmektedir. Erken Çocukluk Dönemi Beyin Gelişimi: Erken çocukluk dönemindeki beyin gelişimindeki anormallikler, DEHB'nin ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Anne Sigara ve Alkol Kullanımı: Gebelik sırasında anne tarafından sigara içilmesi veya alkol kullanılması, DEHB riskini artırabilir.



Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Belirtileri Nelerdir?


Kolayca Dikkatinin Dağılması: Çocuklar, görev veya oyun sırasında çabuk sıkılabilir ve dikkatlerini hemen başka bir şeye kaydırabilirler.
Detayları Gözden Kaçırma: Genellikle detayları atlarlar ve genel resmi görmekte zorlanabilirler.
İşleri Tamamlamada Zorlanma: Başladıkları bir işi tamamlamakta zorlanabilirler.
Organizasyon Problemleri: Eşyalarını düzenlemekte veya görevleri sıralamakta güçlük çekebilirler.

Hiperaktivite Belirtileri:

Duramama ve Sürekli Hareket: Sessizce oturmakta güçlük çekerler, sürekli hareket etme ihtiyacı duyarlar.
Konuşmada Zorlanma: Aşırı derecede konuşkan olabilirler ve sözlerini sıkça düşünmeden söyleyebilirler.
Sakin Oturamama: Oturdukları yerde durmakta zorlanabilirler.

Dürtü Kontrol Eksikliği Belirtileri:

Kural İhlalleri: Kuralları sık sık ihlal edebilirler.
Sabırsızlık: Kolayca sinirlenebilirler ve beklemekte zorlanabilirler.
Düşünmeden Hareket Etme: Sonuçları düşünmeden hemen bir şeye saldırma eğiliminde olabilirler.

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)'na Karşı Aileler Neler Yapabilirler?

Uzman Yardımı Alın: Eğer çocuğunuzda DEHB belirtileri görüyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Uzman, doğru tanıyı koyabilir ve uygun bir tedavi planı oluşturabilir.

Eğitim ve Bilinçlenme: DEHB hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Aileler, çocuklarının durumunu anlamak ve yönetmek adına eğitim programlarına katılabilirler.

Düzen ve Rutin: Çocuklar için düzenli bir rutin oluşturmak, onlara güvenlik ve öngörülebilirlik sağlayabilir. Bu, çocukların daha iyi odaklanmalarına yardımcı olabilir.

Açık İletişim: Aile içinde açık bir iletişim kurmak önemlidir. Çocuklarınızın duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olun ve hissettiklerini paylaşmaları için destekleyici bir ortam sağlayın.

Ödül ve Motivasyon: İyi davranışları ödüllendirmek ve çocuğun motivasyonunu artırmak, olumlu davranışların pekişmesine yardımcı olabilir.

Her çocuk farklıdır ve DEHB belirtileri değişkenlik gösterebilir. Ailelerin sabırlı olmaları, çocuklarının bireysel ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde yaklaşmaları önemlidir. Profesyonel destek almak, çocuğunuzun daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmasına yardımcı olabilir.

3 Kasım 2023 Cuma

Serotonin Nedir?






Serotonin Nedir?

Serotonin, beyin ve diğer vücut bölgelerinde doğal olarak bulunan bir nörotransmitterdir. Sinir bölünmesinde iletişimi sağlayan bir kimyasal olarak görev yapar. "mutluluk hormonu" olarak adlandırılır, ancak aslında daha kompleks bir rol vardır.

Bu kimyasal, genellikle elektriksel duygusal durumlar, uyku düzenlemesi, fiziksel özellikler, vücut ısısının kontrolü ve besin alımı gibi birçok vücut fonksiyonuna etki eder. Serotonin seviyelerindeki değişiklikler, duygusal belirtiler, süreklilik ve fiziksel sağlığın korunması mümkündür. Çoğu zaman düşük serotonin düzeyleri, kaygı, uyku sorunları ve yeme bozuklukları ile ilişkilidir.

Bağırsaklarda bulunanlarla ilişkili olan serotonin, sindirim sistemi üzerinde önemli bir rol oynar. Sindirim sistemi sağlığının korunmasında ve metabolizmanın düzenlenmesinde etkilidir.

Serotonin, genellikle triptofan adı verilen bir amino asit tarafından sentezlenir ve çeşitli besinler yoluyla alınır. Çikolata, muz, süt, peynir ve hindi gibi besinler triptofan açısından zengindir.

Serotonin, genellikle sağlık, ruh hali ve genel iyilik hali üzerinde doğrudan etki olan önemli bir kimyasaldır. Bu nedenle, serotoninin çalışmasının dengelenmesi, fiziksel ve zihinsel sağlığın korunması açısından büyük bir öneme sahiptir.


Serotonin Stresi Azaltır Mı?

Serotonin, genellikle çıkışlarda üretilen ve beyinde bulunan bir nörotransmitterdir. Stres azaltma potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir. Serotoninin yüksek olması, kişinin daha sakin ve daha dengeli olmasına yardımcı olması gözlemlenmiştir. Yüksek serotonin düzeyleri, ruh halinin devamı ve stresin başa çıkma performansının artırılmasına yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, serotonin ile stresin azaltılması arasındaki ilişki oldukça kompleks olabilir ve stresle baş etmek için tek başına bir çözüm olarak düşünülmemelidir. Stres kontrolünde birçok farklı faktör bulunur ve serotonin yalnızca bunlardan biridir. Stres azaltmada, egzersiz, rahatlama, rahatlama teknikleri ve sosyal destek gibi çeşitli yöntemlerin birleştirilmesi genellikle daha etkili olabilir.

Özetle, yüksek serotonin seviyeleri, genellikle daha sakin bir ruh haline sahip olmanıza ve stresten daha etkili bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Ancak stresle mücadelede tek faktör olarak değerlendirilmeli ve genellikle çeşitli yöntemlerin bir araya gelmesiyle daha başarılı olunur.


Beyindeki Serotonin Neden Azalır?

Beyindeki serotonin seviyeleri, birçok farklı nedenden dolayı azalabilir. Bu düşüşlerin ana sebepleri arasında sayılan yer alabilir:

Beslenme : Triptofan amino asitlerinden üretilen serotonin, besinler yoluyla alınır. Beslenme düzenlemeleri, bu amino asitlerin yeterli düzeyde alınamamasına neden olabilir.

Stres ve Anksiyete : Stresli durumlar veya sürekli endişe durumları, serotonin seviyelerinde düşüşe yol açabilir.

İlaçlar : Bazı sistemler, özellikle antidepresanlar ve anksiyete bozukluğu, serotoninin mevcut olduğu.

Çevresel Etkiler : Işık eksikliği veya karanlık, beyindeki serotonin görülebilir. Güneş ışığı serotonin üretimini arttırır.

Genetik Faktörler : Genetik yapı, serotonin salınımını ve verimini belirleme ve bu durum bazı bireylerde serotonin seviyesinin düşük olmasına neden olabilir.

Serotoninin tükenmesi, kaygısı, korunması ve bazı diğer ruh sağlığı koşullarıyla bağlantılı olabilir. Ancak, onun durumundaki düşük serotonin çalışmasının nedeni olduğu ruh sağlığı sorunları tam olarak anlaşılamamıştır ve genellikle çoklu kişisel bir sızıntının sonuçlarıdır.



Serotonin Ne İşe Yarar?

Serotonin, vücuttaki çeşitli bölgelerdeki önemli işlemlerin yerine gelen bir nörotransmitterdir. Parçaları:


Ruh Hali Düzenleyici : Serotonin, ruh halinin düzenlenmesine yardımcı olur. Beyindeki hastalıklar arasında iletişim düzenler ve kişinin genel ruh halini etkiler. Düşük serotonin düzeyleri, anksiyete ve diğer ruhsal durumlarla ilişkilidir.

Uyku Döngüsü Düzenleyici : Serotonin, uyku ve uyku düzeninin düzeni sağlanır. Bu nedenle uyku bozuklukları ve uyku düzenlemeleri ile ilişkilidir.

Beyinsel Çözümler : Öğrenme, hafıza, odaklanma ve tedavi yöntemleri üzerinde etkilidir.

Sinir İletişimi : Beyindeki sinir sistemi arasında iletişim sağlayarak sinirlerin düzenlenmesinin düzenlenmesine yardımcı olur.

Bağırsak Hareketleri : Serotonin, çıkışlarda da önemli bir rol oynar. Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinde ve gastrointestinal sistem sağlığında etkilidir.

Vücut Isısını Düzenleme : Vücut ısısının düzenlenmesinde rol oynar.


Bu faaliyetlerin, serotonin hormonlarının beslenmesinin temel yapısından sadece birkaçıdır. Bu nedenle, serotoninin gelişmesinin denge içinde olması, vücut gelişiminin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar.



Mora Terapi'nin Stres Azaltıcı Etkisini Keşfedin!

Üzüntü ve strese karşı bir nevi "doğal mutluluk hormonu" olarak kabul edilen serotonin, vücutta çok çeşitli varlığını sürdürmektedir. Serotonin eksikliği, duygusal dengesizlikler, kaygı ve strese karşı direncin korunmasına neden olabilir. 

Mora Terapi, beyindeki serotonin bağlantısına ve yapının stres yapısına yardımcı olabilir. Bu terapi yöntemi, enerji kapasitelerini dengeler, sinir sistemini destekler ve zihinsel açıdan daha sakin bir ruh haline erişmenize yardımcı olur.

Mora Terapi, doğal bir mutluluk ve serotonin artışı sağlayarak stresi azaltmada etkili bir yöntemdir. Ruh halinizi dengeleyin, stresi geride bırakın!


Uygulanan terapiler ve cihazlarımız hakkında detaylı bilgi için;

📞+90 216 405 14 52 ya da

📞+90 533 814 50 11 numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz.


EDT Sağlık Hizmetleri olarak sağlıklı günler dileriz...