İlaç
bağımlılığı, ilaç ya da ilaç gibi dışarıdan alınan maddelerin fizyolojik,
ruhsal ve toplumsal açıdan olumsuz etki oluşturmalarına karşın tıbbi amaç
dışında kullanılmasına yol açan alışkanlık haline gelmiş bir davranış
biçimidir.
Özellikle
son zamanlarda daha sık karşılaştığımız ilaç bağımlılığı hakkında şunu bilmek
gerekir ki, her ilacın bağımlılık yapma potansiyeli yoktur. Bağımlılık yapan
ilaçlar içerisinde uyku ilaçları ve sakinleştiriciler gibi psikiyatrik ilaçlar
ve bazı ağrı kesiciler önde gelmektedir. Bu ilaçlar kendi gerçek tesirleri
yanında aynı zamanda rahatlama, gevşeme, moralde açılma hissi gibi psikoloji
üzerinde de bir etki yaratabilmektedirler.
İlaca karşı
bir bağımlılık oluşmuş ise hepsi bir arada olmasa da bir dizi tipik belirtiler
kendini gösterebilmektedir. Bunlardan bazıları; zararlı sonuçlarının
bilinmesine rağmen sürekli hale gelen tüketim, ilaç alımına karşı yenilmez bir
dürtü, ulaşmak istenilen tesire ulaşmak için dozun giderek arttırılması, ilacın
bırakılması veya dozunun azaltılması halinde oluşan yoksunluk hissi, ilacın
alımı üzerindeki kontrolün yitirilmesi ve son olarak ilaç alımına dikkati
yoğunlaştırılması sebebiyle sosyal bağların, hobilere karşı isteğin
azalabilmesidir.
Bağımlılık
derecesi ve etkileri ilaca göre değişiklik göstermektedir. Kimyasal bağımlılık,
kullanılan ilaç bırakıldığında ya da dozu önemli derecede azaltıldığında
kendini yoksunluk sendromu olarak göstermektedir. Bu durumda birey bağımlı
olduğu ilacı alamamasından dolayı kendi kontrolü dışında olan hareketlerde bulunabilmektedir.
Yoksulluk sendromuna girdiği anda tek ve en önemli amaç bağımlısı olduğu ilacı
almaktır. En çok alınan ağrı kesici grubunu romatizma ilaçları veya basit ağrı
kesiciler oluşturmakla birlikte en hızlı bağımlılık yapan ilaçlar ergotamin
içeren ilaçlar ve triptan grubu ilaçlardır.
İlaç
bağımlılığında ortaya çıkan bir durum da toleranstır. Bu durumda ilk zamanlarda
belirli bir doz ile ortaya çıkan etki giderek daha yüksek dozların
kullanılmasıyla oluşmaktadır. Örneğin eskiden baş ağrısını dindiren doz kişi
için artık yetersiz hale gelir. Kişi kendisini daha iyi hissetmek için dozu
arttırır ve her artan doz kullanımı beraberinde tolerans problemini ortaya
çıkarmaktadır. Bu durum aslında bir kısır döngü yaratmaktadır.
Yapılan bazı
araştırmalar; ağrı kesicilerin yaygın ve kontrolsüz kullanımının ilaç alınmadığı
durumlarda ağrının daha da artmasına ve ağrının ilaçlara daha az cevap verir
hale gelmesine sebep olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda kontrolsüz
kullanılan ağrı kesicilerin mide ülseri, böbrek ve karaciğer yetersizliği gibi
ciddi rahatsızlıklara da sebebiyet verebileceği unutulmamalıdır. Ayrıca, ergotamin grubu ilaçların kalp
damarları dahil tüm damarlar üzerine uzun süreli daraltıcı etkileri olduğundan
kontrolsüz alımı sonucu nöropatilere yol açabilmektedirler. El, ayaklarda
üşümeler, karıncalanma, uyuşmalar şeklinde sonuçlanabilmekte veya bu damar
sorunları kalp krizine ve ölüme kadar götürebilmektedir.
Her gün 2-3
ağrı kesici kullanarak, bağımlılık seviyesine gelenlerin sayısı azımsanamayacak
düzeydedir. İlaç bağımlılıkları tedavi gerektiren bir durumdur. Sürekli ağrı
kesicilere sığınan kişiler, ileride daha büyük ağrılara maruz kalabilmektedir. Aşırı
ağrı kesici kullanımına bağlı sürekli baş ağrısı çeken, yani bağımlı kişiler
yalnızca ağrı yaşamamakta, unutkanlık, dikkat eksikliği, enerji eksikliği,
yorgunluk, depresif durum, çarpıntı, baş dönmesi gibi şikâyetleri de meydana
gelebilmektedir. Tipik bir bağımlı gibi, ağrı kesici almadıklarında baş ağrısı
krizi geçirebilmektedirler ve bu durumu çözebilecek şeyin sadece ağrı kesici
olduğunu düşünmektedirler.
Tüm
bağımlılıklarda olduğu gibi ilaç bağımlılığı terapilerinde de en iyi destek
terapilerinden biri Mora Terapidir. Bağımlı olunan ilaç üzerinden çeşitli
testler yapılarak kişiye özel terapiler planlanarak tedaviye geçilmektedir.
Aynı zamanda yapılan renk terapileri ve bach çiçekleri terapileri ile
bağımlılıkların oluşturabileceği psikolojik etkilerden de arınmak
amaçlanmaktadır. Mora Terapi ile yapılan her seansta olduğu gibi burada da
yapılan genel frekans temizliği ile genel sağlık durumu desteklenmektedir.
15 yıldir migren icin ictigim avmigren ergotamin ve parol bagimlisiyim.hergun iciyorum.vucudum bu sebepten iflas edecek.gitmedigim doktor denemedigim tedavi kalmadı.lütfen yardımci olurmusunuz
YanıtlaSil