D Vitanini, bağırsaklardan kalsiyum ve fosfat minerallerinin
emilimini arttırarak kemiklerde gerekli mineralleşmeyi sağlayan ve kemiklerin
büyümesi, güçlenmesi, yeniden şekillenmesi için gerekli olan bir vitamindir.
Kuvvetli kemik ve dişler için olmazsa olmaz bir bileşiktir. Eğer yeterli D
vitamini olmazsa, kemikler ince ve kırılgan olur, şekil bozuklukları görülür.
D Vitamini kemik sağlığının yanında; bağışıklık sistemini
güçlendirir, hücre büyümesini düzenler, vücudu kas zayıflığına karşı korur,
yangıyı yani enflamasyonu azaltır, ayrıca kalp atışlarının düzenlenmesi, tiroit
fonksiyonları ve normal kan pıhtılaşması için de gereklidir.
İnsanlar D vitaminini güneşe maruziyet ile kendi ciltlerinde
üretebilir, bunun yanında bazı besinlerden veya vitamin takviyelerinden
alabilirler. Güneş iyi bir D vitamini kaynağı olmakla birlikte, yaydığı
ultraviyole ışınlarıyla (UVA ve UVB) hem cilt yanıklarına neden olmakta hem de
cilt kanseri için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
D Vitamini yağda çözünen bir vitamindir ve birçok hayvansal
gıdada doğal olarak bulunur. Balık ve balık yağları, büyük ve küçükbaş
hayvanların karaciğeri gibi gıdalarda yüksek miktarda; yeşil yapraklı sebzeler
ve yumurta sarısında az miktarda D vitamini mevcuttur.
Güneşe maruziyet, yiyecekler, vitamin takviyeleriyle elde
edilen D vitamini aktif hale gelmek için vücutta 2 yerde hidroksilasyon denilen
işleme uğramalıdır. Bunlardan ilki karaciğerde, diğeri de böbrekte
gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bu organarda oluşan problemlerde de – başta
böbrek ve karaciğer yetmezliği- aktif D vitamini miktarını etkilemektedir.
Günlük D Vitamini ihtiyacı 600 IU (Uluslararası birim), 70
yaş üzeri için 800 IU’dur.
Yapılan laboratuar çalışmalarında D vitamininin kanserden
korunmadaki rolü üzerine güçlü biyolojik kanıtlar elde edilmiştir. D vitamini;
hücre büyümesi ve enflamasyonun sınırlanmasını düzenleyen kanser hücrelerinin
yayılmasına izin veren sinyal moleküllerini azaltan bazı genleri engelleyebilir
veya deaktive edebilir. D vitaminin bu süreçteki rolü, araştırmaların son derece aktif
bir alanıdır.
Aynı şekilde Omega-3 yağ asitleriyle birlikte alınan D
Vitamini desteğinin beyinde seratonin sentezinde etkili olduğu ve pek çok beyin
işlev bozukluklarının önüne bu şekilde geçilebileceği de son yılların popüler
aktif araştırma konularının başında gelmektedir. Bildiğiniz gibi seratonin halk
arasında mutluluk hormonu olarak bilinmekte ve eksikliği ciddi oranda
depresyon, uykusuzluk, negatif düşüncelerde artış, şüphecilik risklerini
arttırmaktadır. Omega-3 yağ asitleriyle birlikte alınan D vitamini beyindeki
seratonin sentezini arttırmaktadır.
Sonuç olarak, vücudumuz, kemik sağlığımız ve beynimiz için
çok önemli olan D vitaminini mümkün olduğunca çok gıda çeşitliliğiyle
karşılayabildiğimizden emin olalım. Hatta D vitamini takviyesine ihtiyaç duyup
duymadığımızı doktorumuzla birlikte mutlaka değerlendirelim. Kan testi
yaptırarak, D vitamini ihtiyacımız olup olmadığına, varsa hangi dozajda
kullanmamız gerektiğine mutlaka baktıralım. İhmal edilmeyecek kadar önemli bir
vitamin D vitamini.
Sağlık dolu günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder