18 Temmuz 2018 Çarşamba

MUTFAĞIMIZDAKİ MUCİZELER: 10 DOĞAL ANTİBİYOTİK


Özellikle son yıllarda antibiyotik kullanımı yaygınlaştı. Bunun sonucunda vücudun genel işleyişinde büyük bir yere sahip olan bağırsaklarımızda yaşayan probiyotik bakteriler, bu yoğun ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucu harap olmaktadır.

Vücudumuzu hastalıklardan doğal yollarla nasıl koruyabiliriz, bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebiliriz veya hastalıklarla doğal yollarla nasıl savaşabiliriz? Bu soruların cevapları için yazımızın devamına geçelim…


1.    Sarımsak, soğan: Hastalıklara karşı önleyici ve iyileştirici güçlerini duymayanınız yoktur. Ancak biz yine de kısaca bahsedelim. İçerdikleri sülfürlü bileşikler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir, kansere karşı korur ve hücre onarımını kolaylaştırırlar. Ayrıca sarımsağın bakteri, mantar ve virüsleri yok etme kapasitesi de 19. Yüzyılda kanıtlanmıştır.

2.    Kefir: Düzenli tüketildiğinde kefirin üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu olduğu yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır. Kefir, gribal enfeksiyonlara karşı korurken, bağırsakta kanser oluşturan etkenleri de engeller. Aynı zamanda ülser, yüksek tansiyon, bronşit ve astım hastalarının tedavisinde de kullanılır.

3.    Ispanak: Ispanağın içeriğinde anti kanser özelliği olan flavonoidlerden bol miktarda bulunmaktadır. Bu sayede ıspanak, mide, cilt ve prostat kanserlerini önlemede etkilidir. İçeriğinde bulunan A vitamini sayesinde pek çok hastalıkta iyileştirici rol oynamakla birlikte, solunum yolları ile ilgili hastalıklar başta olmak üzere pek çok hastalığın önlenebilmesi için de tüketimi önerilmektedir.

4.    Turp: C vitamini, folik asit, fosfor ve yüksek diyet lifi içeriği sayesinde özellikle soğuk algınlığına karşı koruyucudur. Çok güçlü bir antioksidan olduğundan, soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Aynı zamanda kırmızı turp boğaz ağrılarını ve şişkinliğini giderir, sinüslerin temizlenmesinde de etkili rol oynar.

5.    Brokoli: İçerdiği sulforan maddesinin antioksidan aktivitesi ve C-E vitaminlerini bir arada barındırdığından, bağışıklık sistemini destekler. Hastalıklara yakalanmaya karşı koruma sağlar. Aynı zamanda özellikle akciğer, mide, bağırsak, yemek borusu, kolon, mesane ve meme kanserlerine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. Radyasyonun zararlı etkilerini azaltarak cilt kanserine karşı da koruma sağlar. Tümörlerin büyüme hızını azaltır. Amerika’da yapılan bir çalışmanın sonucunda, günümüzde çok yaygın görülen KOAH’ın vücuttaki hasarının engellenmesinde etkin rol oynadığı saptanmıştır.

6.    Zencefil: Zencefil bağışıklığının güçlenmesini sağlayarak enfeksiyonlara karşı vücudunu savunma özelliğine sahiptir. Bir çalışmada taze zencefilin solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmada büyük etkiye sahip olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca kireçlenme olarak bilinen hastalıklarda da olumlu sonuçlara sahiptir. Antioksidan içeriği sayesinde zencefil, tümör hücrelerinin oluşmasını engellemekte ya da oluşan hücrelerin küçülmesine yardımcı olmaktadır.

7.    Kırmızıbiber: Tahmin edilenin aksine yüksek bir C vitamini deposudur. Ayrıca çok güçlü antioksidanlara sahiptir. Böylelikle vücudumuzda oluşan toksin maddelerin birikmesini engelleyerek bedenimizi kansere karşı korur. Soğuk algınlığına karşı savaşarak akciğerleri korur. Bir diğer özelliği de sinüsleri temizleyerek sinüzitlerin iyileşmesinde etkili olmasıdır.

8.    Kivi: Kivi, günlük alınması gereken C vitamini miktarını kendi başına karşılayabilmektedir. İngiltere’de yapılan araştırmalar küçük çocuklarda öksürme, hapşırma, nefes darlığı gibi bazı hastalıklarda kivinin olumlu etkisi kanıtlanmıştır.

9.    Pırasa: İçerdiği flavonoid ve kamferol sayesinde kan damarlarında meydana gelen hasarları gidermeye yardımcı olur. Sülfürlü bileşikler sayesinde de özellikle kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyucu etkisi bulunur. Pırasanın grip, soğuk algınlığı, saman nezlesi ve idrar yolu enfeksiyonları gibi doğal enfeksiyonlara karşı iyileştirici etkileri vardır.

10. Nar: C vitamini açısından zengin besinlerden biri olarak nar, gribal enfeksiyonlara karşı korur ve aynı zamanda kalp-damar dostu bir meyvedir. Aynı zamanda eklem iltihapları ve yüksek tansiyonda da tavsiye edilmektedir. Nar yaprakları mikrop öldürücü özellikleriyle iltihaplı yaralarda kullanılabilir veya ağız içi yaralarda gargara yapılarak tüketilebilir.

Antibiyotik kullanımının kaçınılmaz olduğu bazı durumlar da tabi ki meydana gelebilir. Kullanım sonrası bağırsaktaki yararlı bakterilerin de etkisiz hale geldikleri unutulmamalıdır. Mora Terapi yöntemiyle yapılan bağırsak terapisi ile, bunun gibi antibiyotik kullanımı sonucu oluşmuş veya daha ciddi ilaçların yan etkisi nedeniyle harap olmuş bağırsaklarda olumsuz etkiler ortadan kaldırılarak vücudun işleyişi bağırsaklardan başlayarak tamamen düzeltilebilmektedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder