Her gün bizi kurtaracak bir sürü farklı ürün reklamı
bombardımanına maruz kalıyoruz. Ancak bizi gerçekten kurtaracak rahatlatacak
olan şeyler maddi alışverişlerle doldurduğumuz dolaplarımız, evlerimiz,
hayatlarımız mı?
Bize söylenilenin aksine kendimize zaman ayırmak veya kendimizle
ilgilenmek son moda bir ruju veya son model bir cep telefonunu almak değil. Son
model arabaya binip, son model bir destinasyona uçmak da değil. Eğer öyle
olsaydı sadece ayrıcalıklı, bulunması zor ve çok pahalı şeylerin kendimizle
ilgilenmek olduğunu söyleyebilirdik. Açıkçası, günümüz dünyasında kendinle
ilgilenmek sanki raflarda, reklamlarda satılan ürünlerle eş değer ve bunu
ispatlamak için satın alma eylemi yapmamız gerekiyor. Oysa hepimiz biliyoruz
satın aldığımız cafcaflı ürünler sadece bir süreliğine bizi iyi hissettiriyor
ve kesinlikle verdikleri tatmin duygusu geçici. Hayatımızdaki her şeyi
düzeltmek için bir işe yaramıyor ve kısa bir süre içinde eski ruh halimize geri
dönüyoruz.
Oysa kendimizle gerçekten ilgilenmek, zaman ayırmak her gün
yapılması gereken, her gün verilmesi gereken bir karar. O anda, her zaman
kendinizi iyi hissetmeyebiliriz ama uzun vadede kesinlikle olumlu bir değişime
neden olur.
Aslında kendimizle ilgilenmek tam olarak hislerimiz ve
ihtiyaçlarımızla bağlantıya geçmek demektir. Yoksa tüketim ürünleri satın alıp,
asıl ihtiyacımız olan duygu ve isteklerimizin üzerini örtüp, onları görmezden
gelmek demek değildir.
Peki asıl hislerimiz ve ihtiyaçlarımızla bağlantıya geçmek
için neler yapabiliriz? Duygu ve hislerimize ulaşmamızı sağlayacak şeylerden
yardım almakla başlayabiliriz. Bunlar bir arkadaşımızla içten bir sohbet
olabileceği gibi, dans veya yin yoga gibi egzersizler veya meditasyon yapmak,
günlük tutmak olabilir. Asla alkol veya ilaç türevleri gibi aptallaştıran
şeylere başvurmayın. Bunlar da aynı alışveriş gibi duygularınızı açığa çıkaran
değil, üzerini örten sahte şeylerdir.
Duygularınızla birlikte olurken veya onların ortaya çıkışını
gözlemlerken, özellikle olumsuz olanlar için kendinize karşı her zaman nazik
olun. Evet şu an öfke, kızgınlık, hayal kırıklığı vb olumsuz duyguları
hissediyorum. Tüm bunları hissetmek için kendime izin veriyorum. Kendimi
yargılamadan tüm bu duyguların ortaya çıkmasına izin veriyorum gibi
olumlamalarda mutlaka bulunun.
Bu duygular ortaya çıkarken kendinize sorun, şu an ihtiyacım
olan ne? Buradaki anahtar kelime “ihtiyaç”. “İstediğim ne” ile “ihtiyacım olan
ne” arasında büyük fark var. Gerçekten içinizde bunu araştırın ve hissedin.
Sonra tekrar sorun; “bu ihtiyacımı karşılamak için daha önce ne yapmıştım?”
veya “ne bana bu ihtiyacımı şu an karşılamak için yardımcı olabilir?” Size tüm
bu soruları ve aklınıza gelen tüm cevapları bir liste halinde yazmanızı
öneririm. Elinizde o anki durumunuza dair böyle bir kaynak listenin olması,
sizi konfor alanlarınızda kalmanıza veya duygularınızda kaybolup gitmenize
neden olan oto-pilot’tan çıkartıp, tekrar tekrar aynı faydasız şeyleri yapıp
hayatınızın anlamsızlaşmasına neden olan şeyleri yapmaktan kurtaracak.
Unutmayın kendinizle ilgilenmek düzenli yapmanız gereken bir
şeydir. Bir süre yapıp sonra tekrar unutmanız gereken bir şey değil. Neleri
yapmaktan hoşlanırsınız, ne size gerçek mutluluk, neşe, sevinç verir?
Bilirseniz o şeyleri rutininiz içerisine daha çok ekler, daha çok yaparsınız.
Ertelemeden, geciktirmeden, önceliği kendinize vererek… Uçaklarda bile hava
maskesini önce kendinize takmanızı isterler.
Kendimize zaman ayırmak, kendimizle ilgilenmekle ilgili her
kişinin ihtiyaçları farklı olabilir. İşte size birkaç kendimizle ilgilenme
önerisi;
-Sınırlarınızı koyun, ilişkilerinizde sınırlarınızın
aşılmasına müsaade etmeyin
-Mutlaka gün içerisinde yeterli miktarda su içtiğinizden
emin olun
-Yediğiniz şeyler bedeninizi doğru şekilde besleyen gıdalar
olsun.
-Sevdiklerinizle daha çok zaman geçirin.
-Her gün dışarıda kısa da olsa bir yürüyüş yapın, özellikle
doğal alanlarda.
-Kedi, köpek gibi bir evcil hayvan edinin.
-Kendinizle nazikçe konuşun, kendinize karşı hoşgörülü olun.
Unutmayın kendine nazik olan insanlar başlarına nazik ve hoş görülü
olabilirler.
- Sevdiklerinize onları sevdiğinizi söyleyin.
- Sosyal medya tuzaklarından kendinizi uzak tutun. Sürekli
gelen bilgi bombardımanı da zihninizin kaç-savaş pozisyonunda kalmasını
sağlıyor.
- Eviniz, ofisinizin düzenine dikkat edin. Dış düzen, iç
düzeni de sağlar.
- Kendinize ve başkalarına karşı affetme alıştırmaları
yapın.
- Duygularınızı belli edin. Daha çok gülün ve ağlayın.
- Bedeninizi hareket ettirecek sevdiğiniz egzersizler bulun
(dans, yoga, yürüyüş, neyi seviyorsanız)
Bu öneriler çok basit olmakla birlikte, düzenli olarak
yapıldığında sizi kesinlikle endişe, duygu durum dalgalanmaları, gerçek zevkler
yerine duygularınızı kapatan yanlış alışkanlıklara kapılmaktan kurtaracak. Ve en
önemlisi gerçek ben’inizle her zaman birlikte kalmanız. Niyetleriniz ve
söyledikleriniz, yaptıklarınız bir olursa bütünsel olarak kendinizi her zaman
daha iyi hissedersiniz.
Her şey önce kendinize inanmakla başlıyor. Bunu hak
ettiğinize inanın. Kendinize olan sevginiz artacak. Kendini seven insanlar her şeyi,
herkesi sevebilen, sevecen olabilen dolayısıyla hayatın getirdiklerine karşı
daha rahat baş edebilen insanlardır.
Mora Terapi Renk terapisi veya Bach Çiçekleri terapisi de
tam size göre olabilir. Endişe, üzüntü, stres gibi olumsuz duyguların hızlıca
iyileşmesini sağladığı için kendinize zaman ayırma pratiklerinize başlamanızı
kolaylaştıracaktır. Denemekten ve sonuçta tüm duygu ve bedeninize verdiği
rahatlamayı deneyimlemekten çekinmeyin.
Mutlu, sağlıklı günler diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder