Düşük kalorili bir diyet, uzun ve sağlıklı bir yaşamın
anahtarı olabilir mi?
Yıllardır yapılan çok sayıda bilimsel çalışmada kalori
kısıtlamalı diyetlerin daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşamla
ilişkilendirildiği görülmektedir. Bu çalışmalar genellikle fareler ve meyve
sinekleri üzerinde yapılan çalışmalardı.
İnsan DNA’sına en yakın türlerden biri olan ve biyolojik
olarak insanlara çok benzeyen al yanaklı maymun türü Rhesus maymunlarıyla
yapılan son 2 çalışmadan bahsetmek istiyorum.
Bu maymun türüyle yapılan ilk çalışmada kalori kısıtlamalı
diyetlerin çok umut verici sonuçları ortaya çıktı.
Orta derecede daha az yiyen, kalori kısıtlaması ile beslenen
maymunlar diğerlerine göre çok daha az gri renk saça, vücutlarında daha az
sarkmaya ve daha sağlıklı organlara sahip olduğu görüldü. Bağırsak
adenokarsinomu gibi kanserlerin görülme oranı %50 oranında azaldı. Diğer
maymunlarda diyabet gelişimi görülürken, kalori kısıtlamalı beslenen
maymunlarda kan şekerleri normal düzeylerdeydi. Hemen hepsi, son derece
sağlıklı kalplere sahip genç maymunlara benziyorlardı. Bu çalışma ile bu
maymunların daha az yedikleri zaman daha uzun yaşadıkları sonucu ortaya çıktı.
Yine aynı maymunlarla yapılan ikinci çalışmada ise sağlık ve
fiziksel görünüm olarak yukarıdakine benzer sonuçlar ortaya çıkmasına rağmen,
bu sefer, bu sağlıklılık halinin maymunların yaşam sürelerine bir katkı
sağlamadığı görüldü.
İki çalışmayı da inceleyen ve 2017 yılında Nature dergisinde
yayınlanan bir makalede, yazarlar, kalori kısıtlamasının kanser,
kardiyovasküler hastalık ve diyabetle ilişkili parametreler dahil olmak üzere
klinik olarak en yaygın görülen hastalıklar açısından faydalarının göz ardı
edilemez olduğu sonucuna vardılar.
Ne yazık ki Rhesus maymunlarıyla yapılan 2 tane çalışma
dışında farklı bir çalışma daha yok elimizde. Birinde maymunların daha uzun
yaşadığı, diğerindeyse yaşam sürelerinde daha az yemenin bir fark yaratmadığı
bulundu. Ancak her ikisindeki ortak bulgu, orta derece az yiyen maymunların
sağlık problemlerinin de yaşlanma belirtilerinin de çok azaldığı ve fiziksel
olarak daha enerjik ve zinde olduklarıydı.
Bu sonuçlardan sonra Amerika’da bir araştırma ekibi
“Kaloriden kısıtlı diyetin uzun vadedeki etkilerinin kapsamlı
değerlendirilmesi” adı altında bir araştırma başlattı. Bunu sağlıklı beslenme
gönüllüleri olan insanlar üzerinde yaptılar. Gönüllüler 2 Yıl boyunca toplam
kalori alımında %25 bir azalma gerektiren bir diyet yaptılar. Pek tabi, tahmin
edebileceğiniz gibi, katılımcıların kolestrol seviyeleri, kan şekeri
seviyeleri, kan basınçlarında oldukça sağlıklı yöne doğru bir gelişim görüldü.
Diyabet ve kanserli hücre geliştirme olasılıkları çok düştü. Bu araştırma ile
daha az kalori alımının sadece kilo vermekle ilgisini olmadığı, yaşlanma
sürecini yavaşlattığı, kronik hastalıklara yakalanma riskini azalttığı ve
fiziksel olarak da daha zinde ve enerjik olmaya fayda sağladığı yönünde bir
sonuca ulaşıldı. Tabi ki yaşlanma süreçlerindeki etkileri daha çok
araştırılmaya tabi tutulmalı.
Eğer kaloriden kısıtlı bir diyete başlama kararı verirseniz,
bunu yapmadan önce mutlaka doktorunuza veya sağlık danışmanınızla konuyu
görüşün. Bunu da hatırlatmadan geçmeyelim.
Çok fazla yemenin sağlığa fayda sağlamadığını biliyoruz. Özellikle
fazla kiloluysanız, obezite oranları gün geçtikçe artarken, porsiyonları
küçültmenin zarar getirmeyeceğinden de emin olabilirsiniz. Dikkatinizi çererim, kilonuz fazlaysa. Çünkü obezitenin ömrü kısalttığını biliyoruz. Yoksa zaten sağlıklı bir kilonuz varsa kaloriden
kısıtlı bir diyet uygulamaya hiç gerek olmayacaktır. Çünkü Anoreksiya da en az
obezite kadar tehlikeli bir problem. Anoreksiya hastalarında kardiyovasküler
problemler, koroner kalp hastalıkları, hasarlı kemikler, anemi, böbrek
rahatsızlıkları ve karaciğer hasarı riskleri çok artmaktadır.
Aslında bu yazıyı okurken sizin de aklınızdan geçirmiş
olabileceğiniz gibi, ne kadar yaşayacağınız kadar ne kadar süre sağlıklı
kalacağınız asıl önemli olan -kronik hastalıklarla boğuştuğunuz yıllar yerine.
Dolayısıyla daha az yemek uzun süreli sağlık halinin devamı için iyi bir
seçenek olarak görülmektedir.
Sonuç olarak;
-
Ne kadar yediğimiz ve besin değerleri insan
ömrünü etkileyen bir faktördür
-
Ne kadar egzersiz yaptığımız, genlerimiz, çok
fazla alkol tüketip tüketmediğimiz, ilgi alanlarımız, kişiliğimiz ve sosyal
hayatımız da bunu etkileyen faktörler arasındadır.
-
Şunu kesin biliyoruz ki çok fazla yemek de çok az
yemek de sağlığımız için kötüdür. Her iki durum da bizi kronik hastalıklara
duyarlı hale getirir.
-
Daha az yemeyi hedeflerken, mutlaka yeterli
miktarda vitamin, mineral ve besin alabileceğimiz sağlıklı bir diyet programı
uygulamayı ihmal etmeyelim.
Sağlık dolu, keyifli günler diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder