30 Mart 2020 Pazartesi

KORONAVİRÜS KAYGISIYLA BAŞ ETME YOLLARI


Şu aralar çoğumuz, eğer mecbur kalmıyorsak evden çıkmıyor ve sağlık sistemimizin çöküşüne neden olacak kadar bu virüsün yayılmasının ve yaygınlaşmasının önünü kesmek üzere, kendimizle birlikte başkalarını da düşünerek gönüllü karantinada yaşıyoruz.

Dünyada başka ülkelerin başına gelen kötü senaryoları yaşamayalım diye. Dünyada konuyla ilgili başarılı olmuş örnekleri göz önünde bulundurarak, zamanla, yavaş geçişle bu virüsle karşılaşmamız olsun, böylelikle elimizdeki kaynakları (hastanelerimiz, sağlık personelimiz) doğru ve tüm toplumun faydasına kullanmış olalım diye.


Kolay değil, hiç alışık olmadığımız bir durum. Günlerce evde olmak. Kimilerimiz üstelik evde yalnız. Sevdiklerinden, aile bireylerinden uzak… Ancak biliyoruz ki önce sağlık. Dolayısıyla sabırlı ve sebatkarız. En doğrusu neyse yapmaya hazırız. Kontrol edebileceğimiz şeylere odaklanalım.



İşte size bu evde kalma döneminde dikkat edebileceğiniz kimi öneriler hazırladık.
·         Ellerimizi daha sık yıkama ve yüzümüze dokundurmama konusunda daha dikkatli ve özenli olalım.
·         Evimizi günde en az 2 kez olacak şekilde temiz hava ile havalandıralım. Hava sirkülasyonu ve temiz havaya hepimizin ihtiyacı var.
·         Dışarıya çıkmak zorunda kaldığımızda mutlaka kalabalık ortamlardan özellikle kaçınalım ve insanlarla aramıza mesafe koymayı unutmayalım.
·         Sosyal mesafe kuralına (en az 1 hatta 1,5 metre) her zaman, her koşulda uygun davranmaya özen gösterelim. Çünkü biliyoruz ki kimilerimiz semptom göstermeden bile taşıyıcı olabiliyor ve öksürük veya hapşırıkla viral damlacıklar etrafa yayılabiliyor ve çevredekiler tarafından ağız ama özellikle burun yoluyla solunabiliyor.
·         Dokunduğumuz yüzeylerde bulaşma varsa farkına varmadan bize de geçebilir. Dolayısıyla kapılar, asansör düğmeleri vs. daha dikkatli olalım ve ellerimizi yine hiç yüzümüze değdirmeden temizlemeye (en az 20 sn sabunlayarak) özen gösterelim.
·         Dışarıdan geldiğinizde giydiğiniz kıyafetleri ayrı bir odada (yaşama alanıyla bağlantısız bir bölümde) değiştirelim ve en az 12 saat havalandırmadan veya yıkamadan tekrar giymeyelim.
·         Evimizde de sık kullandığımız kapı kolları, elektrik düğmeleri gibi yüzeyleri daha sık temizleyebilir ve çamaşırlarınızı daha yüksek sıcaklıklarda yıkayabilirsiniz. (60 C gibi).
·         Yine sık kullanılan anahtar gibi materyaller kullanıldıktan sonra dezenfekte edilebilir. Şu an biliyoruz ki virüsün kabuğunu kıran ve bozulmasına neden olan en iyi çözücü sabun. Sabunun olmadığı durumlarda veya yer eşya temizliğinde bir miktar çamaşır suyu veya %65’i geçkin alkol oranına sahip her hangi dezenfektan işimizi görür. Sabunun olmadığı yerde ellerimizi kolonya ile dezenfekte edebileceğimizi hepimiz biliyoruz artık.
·         Ellerimizi sık yıkamadan dolayı kuruyabilir, mutlaka nemlendirmek ve cildimizi sağlıklı tutmak da burada önemli bir detay.
·         Su kullanımımıza da dikkat edelim. Su kaynaklarımızı doğru tüketmek açısından ellerimizi yıkadığımız süre boyunca çeşmeyi açık bırakmamak da dikkat edeceğimiz şeylerin başında olsun.  Yazın susuz kalmayalım.

Peki duygusal olarak rahatlamak için neler yapabiliriz?
·         Görüşmelerinizi, aileniz, sevdiklerinizle olan görüşmelerinizi görüntülü yapabilirsiniz. Böylelikle karşılıklı sohbet etmiş kadar iyi hissedersiniz kendinizi. Ben son 10 gündür sürekli yapıyorum. Özellikle annem, oğlum, kardeşlerim ve ailenin diğer üyeleriyle. Birbirimizle sevgi dolu sohbetler yapmak, birbirimizi düşündüğümüzü, önemsediğimizi göstermek gerçekten duygusal olarak çok rahatlatıcı.
·         Endişe durumunuzu çok yüksek seviyelere kadar çıkartacak, olumsuz, negatif, korku ve komplo senaryoları ile dolu haber ve yayınlardan uzak durmak bu dönem kendimize yapabileceğimiz en büyük iyiliklerin başında geliyor. Doğru ve güvenilir bilgi kaynaklarını belirleyip, bilgi alışverişinizi sadece bu kaynaklardan olmasına özen gösterin. Gerçekçi olmak, tedbirli olmak önemli. Ancak kendimizi ve sevdiklerimizin korku ve endişe senaryolarınca hapsedilmesine de izin vermeyelim. Bu bizde kronik strese neden olacaktır ki bağışıklığımızın yüksek olması için çabaladığımız bir dönemde gereksiz ve olumsuz bir faktör. Hayatımızın kontrolü bizde olsun.
·         Zamanımızı verimli ve faydalı kullanmak önemli. Evden çalışmaya başladıysanız zaten var olan ve devam eden pek çok işiniz olacaktır. Ancak kalan zamanlarınızı olabildiğince kaliteli olarak değerlendirmeye özellikle dikkat etmenizi öneririm. Yoksa zaman uçuyor.
·         Uzun zamandır okumak istediğiniz ama bir türlü fırsat bulamadığınız bir kitabı okuyabilir veya bir filmi izleyebilirsiniz.
·         Uzun zamandır yapmak istediğiniz ama bir türlü zaman bulamadığınız bir projenizi hayata geçirmek üzerine çalışabilirsiniz.
·         Hayatın hızlı akışı içerisinde çok da farkına varmadan yaptığınız bunca şeyin arasında ( daha önce düzenli ara ara yapmıyorsanız tabi ki) durup bir kendinize ve hayatınıza göz gezdirebilir ve yeni hedefler ve öncelikler belirleyebilirsiniz.
·         Evde düzenli egzersiz yapmak için fırsatlar ve olanaklar yaratabilirsiniz.
·         Kaygı düzeyinizin arttığını düşündüğünüz zamanlarda burnunuzdan 10 tane, tüm nefes karnınıza kadar dolacak şekilde 5’e kadar sayarak alın ve yine burnunuzdan 10’a kadar sayarak verin. Sonunda endişenizin ne kadar azaldığını kontrolü elinize aldığınızı, kaygınızın azaldığını göreceksiniz.
·         Meditasyon ve yoga’nın duygu durumu rahatlattığını biliyoruz. Deneyebilirsiniz. Bu konuda ön yargılarınız varsa kırmak için güzel bir zaman. Ama hayır hiç yapamam diyorsanız, zihninizi sakinleştiren ve sizi kutsal sevgiyle ve güvenle yakınlaştıran ve zihninizi sakinleştiren dualar okumayı da deneyebilirsiniz.
·         Sizi mutlu eden, rahatlatan (karantina sınırları dahilinde) ve sağlığınıza zarar vermeyen şeyleri daha fazla yapın. Güzel bir müzik dinlemek, ilginizi çeken bir belgesel veya güldüren bir komedi filmi izlemek gibi.
·         En önemlisi ve her şeyden etkilisi şu an sahip olmadığınız şeylere veya kısıtlamalara değil, sahip olduklarınıza odaklanın ve onlar için teşekkür etmeyi, şükretmeyi unutmayın. Sağlığımız, sevdiklerimiz, sahip olduklarımız için şükürler olsun. Bu deneyim sonunda kazanacağımız yeni yetkinlikler (sebat etmek, dayanıklılık, kendimizle birlikte daha büyük bir topluluk için de çalışıyor ve kendimizle birlikte başkalarını da düşünüyor olmak, daha sorumlu davranmanın ne olduğunu anlamak, kısıtlı durumlarda yaratıcı çözümler bulabilmek, daha sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek, vs)  için teşekkür etmeyi ve şükretmeyi unutmayalım.

 Zor zamanlar aynı zamanda büyüdüğümüz ve geliştiğimiz zamanlardır unutmayalım. Biz de bu içinden geçtiğimiz sürecin dünyanın 100 yılda bir yaşadığı o büyüme ve gelişim zamanlarından biri olduğunu unutmayalım. Umuyoruz ki insanlık, bu salgından sonra, daha iyi, daha yaşanabilir, daha doğa ile barışık, daha bütünü gözeten şekilde yaşamaya başlayacak. Kendimiz ve bizden sonra gelen nesiller için daha güzel bir dünya yaratalım. En büyük dileğimizdir.
Sevgi dolu, sağlıklı nice uzun yıllar diliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder