Sağlıklı olmak demek sadece bedensel olarak hastalık olmaması durumu demek değildir. Duygu, zihin ve beden bir bütündür. Bütünsel olarak sağlıklı olabilmek için duygu durumumuzun da iyi olması gerekmektedir. Ne kadar ‘sağlıklı’ olursak olalım, keyfinizin olmadığı, hayatın tadını çıkaramadığınız dönemler mutlaka olmuştur. Bu dönemler insan hayatının bir parçasıdır. Bu gibi dönemlerde atılabilecek ilk adım, sorununuzun ne olduğunu çözebilmeniz, ters giden şeyin ne olduğunu fark edebilmenizdir. İyileşme aslında bu adımda başlar. 21. yüzyıldaki yaşamın modernleşmesi, teknolojinin gelişmesi yaşamımızı kolaylaştırdığı gibi kaçınılmaz stresleri de yanında getirdi. Kentleşme oranının yüzde 78’i bulduğu ülkemizde özellikle büyük şehirlerdeki hayatların her yanı stresle çevrilmiş durumda. Fiziki çevre, iş yaşantısı ve psikososyal özellikler kişideki stresin kaynağını oluşturan birincil etmenler. Stresi yaratan durumları ortadan kaldıramayan bireyler stresle baş etmenin yolu olarak kimi zaman bedeni ve ruhu rahatlatan sporlara kimi zaman da bir terapiye başvuruyor. Biorezonans tıbbı, kişinin enerjetik-elektromanyetik durumunun hem ruhsal durumu hem fiziksel bedeni hem de zihinsel dengeyi etkilemesinden yola çıkar. Bach Çiçekleri kürleri bu nedenle Biorezonans tedavi programlarına eklenmiştir. İnsan bedeninin iyileşme mekanizmasını harekete geçirmek için bitkilerin minimal dozda su ile seyreltilerek kullanılması metoduna dayanır. Yani kişinin fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığı için doğru bitki minimum dozda kullanılırsa bedenin iyileşme süreci başlatmaya yönelik tamamlayıcı bir tedavidir.
Çiçeklerin yapısı incelendiğinde insanların duygusal özellikleri ile çok örtüşen noktalar bulunur . O halde bu çiçek özleri de minimal dozda kullanılırsa kişiye pozitif duygular bedenin iyileşme mekanizması ile sağlanabilir. 1930’larda İngiliz doktor Edward Bach tarafından keşfedilmiş ve günümüze kadar birçok şekilde kullanılagelmiştir. Hastaların fiziksel rahatsızlıklarının duygu durum bozukluklarından arındırılmadan iyileştirilemeyeceğini savunan Dr. Bach, 38 bitki özünün duygu durumlarımız üzerindeki etkilerini incelemiş, belirli çiçeklerin pozitif enerjisinin, düşüncelerimizin ve duygularımızın oluşturduğu olumsuz enerjiye karşı koyduğunu fark ederek, dünyanın “Bach Çiçekleri” olarak bildiği 38 homeopatik kürü geliştirmiştir. Her çiçek özü temel bir insan duygusu ile ilişkilendirilmektedir. 38 bitkinin her biri, belirli bir karakteristik veya duygusal duruma yönlendirilir. Bach Çiçekleri kürleri ilaç değil, yüksek derecede dilüe edildiğinden bitkilerin “homeopatik “ kürleridir. Bitkinin fiziksel yapısı değil, “enerjisi” kullanılmaktadır. Her hastalığın kişiye özel ruhsal özelliklerle bağlantıda olduğu gerçeğinden hareketle, hastanın ruhsal yapısındaki dengesizlikleri gidermeye yöneliktir. Böylece hastalıklar çok daha kolay ortadan kalkar. Biorezonans ile uygulanan Bach Çiçekleri kürleri, tanımlı çiçeklerin enerjisini kullanarak kişinin enerjisini değiştirme amaçlı kullanılmaktadır. Herhangi bir ilaçla etkileşmesi ya da yan etki yaratması söz konusu değildir. Kişiye özel geliştirilen Biorezonans tedavilerinin programlanabilmesi için hastayla yapılan ön görüşme sırasında kendisine verilen formdaki soruları yanıtlaması istenir.
Biorezonans terapisini uygulayan doktorun uygun bulduğu Bach Çiçekleri kürü Biorezonans terapilerine eklenir. Seans bitiminde de hastaya özel hazırlanmış Bach Çiçekleri karışımı günlük kullanım için kendisine verilir. Biorezonans terapilerinde Bach Çiçeklerinin frekanslarının hastaya nakli Biorezonans cihazı ile vasıtasıyla sağlanmaktadır. En büyük kolaylığı ve faydası “bütüncül” tedavi uygulamaya elverişli olmasıdır. Hastaların sürdürülen diğer biorezonans terapilerine eklemlenebilmektedir. 75 yılı aşkın bir süredir Avrupa’da, özellikle İngiltere’de yaygın olarak kullanılmakta olan “Bach Çiçekleri” kürleri, korku ve endişeleri gidermek, stres ve kederi azaltmak, cesaret edilemeyen ilişkileri geliştirmek için çok güçlü, ancak hassas bir iyileştirme yöntemidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder